Bir dur ey badi sabah esen rüzgar

Sende yârin özlemi kokusu var

Gezdin mi bizim dağları diyar diyar

Sende dağların güllerin kokusu var

 

Okşadın mı yârin ak saçlarını tel tel

Yanaklarından öptün mü güzel güzel

Aç kollarını özlem ile yanan bağrıma gel

Sıkı sıkı sarıl bana dur bir koklayayım seni

 

Kucakladın mı yârin o ince belinden

Öptün mü al yanaklarından ellerinden

Bir selam getirdin mi o tatlı dillerinden

Dur bir öpeyim sende yârin kokusu var

 

Eridi mi bizim sarp dağların karı

Açtı mı çiçekler kırmızı yeşil sarı

Renk renk olur bizim köyün baharı

Söyle söyle bahar geldi mi bizim ele

 

Hiç estin mi kuzu güttüğüm mor dağlarda

Hiç kokladın mı gülü menekşeyi bağlarda

Hiç dolaştın mı bizim ovalarda yaylalarda

Gel bir koklayayım sende güllerin kokusu var

 

Gine açtı mı Munzurlarda kar çiçekleri

Hala ötüyor mu geceleri aşk böcekleri

Daldan dala uçan renk renk kelebekleri

Okşadın mı ey badi sabah esen rüzgar

 

Bir yudum su içtin mi kutsal Munzur’dan

Söyle ne haberler getirdin bizim diyardan

Hiç selam getirdin mi bana nazlı yardan

Dur bir koklayayım sende yârin kokusu var

 

Halen yaşıyor mu bizim bahçedeki Selvi ağacı

Beşikte bıraktığım kızlar evlenip giydi mi tacı

Gurbet amansız gurbet yaman gurbet çok acı

Gel bir koklayayım belki biraz diner bu hasret

 

Öptün mü annemin babamın mezar taşlarını

Okşadın mı annemin ak düşmüş saçlarını başını

Taradın mı babamın ak sakallarını pala bıyıklarını

Gel bir öpeyim sende atalarımın kokusu var

 

Orada yatanların kimi kardeş kimi amca kimi dayı

Hala hür ve özgürce akıyor mu o kutsal Munzur çayı

Sende hiç tattın mı anne baba kardeş özlemini ve acıyı

Bir gün yolun düşerse o diyara mezar taşlarını öp benim için

HAYDAR ERDOĞAN