Dersim Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısı üzerine Sanat Sokağı’nda bir araya gelen yüzlerce kişi buradan açıklamanın yapılacağı Seyit Rıza Meydanı’na kadar yürüdü. Sloganlarla Alevilere yönelik katliamı protesto eden kitle adına ortak açıklamayı Demokratik Alevi Derneği (DAD) yöneticisi Emirali Genç okudu.

Genç, Suriye’de Alevilere yönelik katliamlara tepki göstererek, “Bu karanlığın en açık tezahürü, Suriye’de Esad rejiminin uluslararası bir konsept çerçevesinde çökertilmesinin ardından küresel güçlerin desteğiyle iktidara getirilen El Kaide ve Daiş kalıntısı HTŞ’nin, Alevilere yönelik sistematik katliamlarıdır. HTŞ, yönetimi ele aldığı günden bu yana Alevileri hedef alarak infazlar, tecavüzler ve gasplar gibi pek çok insanlık dışı uygulamaya imza atmaktadır. Son bir haftadır özellikle Lazkiye, Humus ve Tartus bölgelerinden gelen kan dondurucu görüntüler, katliamların boyutunun giderek arttığını göstermektedir. Kimi kaynaklar, öldürülen sivil Alevi sayısının yüzlerle ifade edilebileceğini belirtirken, yerel gazeteciler ise gerçek rakamın çok daha yüksek olabileceğine dikkat çekmektedir.

HTŞ çatısı altında bir araya gelen cihatçı örgütler, Esad diktatörlüğüne duydukları öfke ve kini tarihsel Alevi düşmanlığıyla birleştirerek toplu katliamlara girişmektedir. Bilim insanı, akademisyen ve Alevi kadın kimliğiyle tanınan Rasha Al-Ali’nin vahşice katledilmesi, bu saldırıların özellikle kadınlara ve çocuklara yöneldiğini acı bir şekilde ortaya koymuştur. Herkesin bilmesi gerekir ki, Esad ve temsil ettiği rejim, milliyetçilik eksenli bir iktidar ideolojisiyle şekillenen BAAS Partisi’nin ürünüdür; ne herhangi bir diktatörlük ne de milliyetçi bir anlayış Alevilikle yan yana getirilebilir. Dolayısıyla katliamlara sözde gerekçeler üretmeye çalışan tekfirci, selefi zihniyetin çabaları sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Bu zihniyet, tarih önünde Alevilere yönelik işlediği suçların sorumluluğundan kaçamaz” dedi.

Suriye’nin özgür ve demokratik geleceğinin ancak Alevilerin, Kürtlerin, Dürzilerin, Arapların, Hristiyanların ve diğer ötekileştirilen toplulukların ortak yaşam zeminini genişletmesiyle mümkün olabileceğini söyleyen Genç, “Bugün, Türkiye’deki demokratik kamuoyunun, Alevi toplumunun ve dünya insanlığının bu doğrultuda yapabileceği pek çok şey bulunmaktadır. “Birbirimizin Xızırı olma” anlayışının ertelenemez bir ihtiyaç hâline geldiği bu dönemde, yüzümüzü Suriye’deki canlarımızla dayanışmaya çevirmeli ve her birimiz bulunduğumuz yerden ses yükselterek katliamlara seyirci kalmamalıyız. Öte yandan, Türkiye’nin Suriye savaşındaki konumlanışıyla doğrudan bağlantılı olarak Alevilere karşı kin, nefret ve hakaret dilinin ciddi oranda yükseldiğini vurgulamak gerekir. Yeni Şafak gazetesi yazarı, katliamları savunma noktasına varan açıklamalarla alenen Alevi düşmanlığı yaparken, sosyal medyada yüzlerce hesap bu katliamları kutlayan mesajlar paylaşmaktadır. Yargı ise bu gelişmeleri izlemekle yetinmektedir. Bu nefret söyleminin ve suç ortaklığının normalleştirilmesine izin verilmemeli, sorumluların hesap vermesi sağlanmalıdır” diye konuştu.

Katliamların sona erdirilmesi için yapılması gerekenleri sıralayan Genç, “Alevilere yönelik yükselen kin, nefret ve hakaret söylemlerine karşı yargı bir an önce önlem almalıdır.

Siyasi iktidar Ortadoğu politikasını belirlediği dinci ve milliyetçi çizgiden derhal vazgeçmelidir.

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu olarak, öncelikle Türkiye başta olmak üzere emperyalist devletlerin ve bölgesel güçlerin, HTŞ’ye yönelik her türlü finansal, lojistik ve askeri desteği derhal kesmelerini talep ediyoruz. Suriye’de yürütülen katliamcı, ayrıştırıcı ve tehditkâr politikalar, insanlığın evrensel değerlerine karşı işlenen suçlardır ve faillerin yargı önünde hesap vermesi zorunludur. Uluslararası kamuoyunu ve halklarımızı, Suriye halklarıyla dayanışmayı büyütmeye ve bu insanlık suçlarına karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

Açıklamada konuşan DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu ise, Suriye’de yaşananlara tepki göstererek “Bu katliamcı zihniyeti çok iyi tanıyoruz. Aleviler bu ırkçı, tekçi zihniyete asla biat etmeyecek. Her yerde inancını yaşayacak, inancını başı dik bir şekilde yaşayacaktır. Suriye’de Rojova bir modeldir. Bütün halkların kendisini inşa ettiği Araplarla, Kürtlerle, Türklerle, Dürzilerle kurduğu örnek bir modeldir” ifadelerini kullandı.