Eğitim Sen Dersim Şubesi’nde bu amaçla düzenlenen açıklamasının Türkçesini Şube Başkanı Mehmet Aşkın, Zazacasını ise Yapı Yol Sen Şube Başkanı Evrim Aydın okudu.
İşte, Türkçe ve Zazaca yapılan o açıklamalar:
21 ŞUBAT DÜNYA ANADİLİ GÜNÜ KUTLU OLSUN!
İnsan, doğa ile ilişkisinde verili koşulları olduğu gibi kabul etmeyip doğayı kendi yaratıcılığıyla dönüştüren ve bu özelliği ile diğer canlılardan ayrılan bir varlıktır. Mensubu olduğu kültürün içine doğan her birey işiterek, görerek, hissederek toplumun kuşaklar boyu biriktirdiği kültürü edinir. Kültürle içi içe geçen hem kültürün oluşturucusu hem de taşıyıcısı olan anadili insanın çocukken ait olduğu evi, hatta dünyasıdır. Anlam dünyasının şekillendiği bu ilk aşamada “bireye hayat veren dilin ‘ana’ ile anılmasının sebebi de budur”, der yazar.*
Çocuk, yaşamının çeşitli evrelerinde kültürün imkânları, kısıtları, normları ile karşılaşır. Dilin ve kültürün öğeleriyle bu karşılaşmaların her bir aşaması kişiliğin oluşum süreçlerine tekabül eder. Böylece erişkinliğe doğru yol alan bireyin becerileri, yaratıcılığı, duygusal ve bilişsel yetileri de gelişmeye başlar. Aynı zamanda iktisadi, politik ve ideolojik kategoriler yine kültürel oluşumlar olarak ortaya çıkar. Yaşamın bu somut öğeleri de anadilleriyle iç içe geçmiştir. Dolayısıyla anadili toplumsal yaşamın ayrılmaz parçasıdır. Bu sebepledir ki anadili bireye yasaklandığında birey kendi olabilme zeminini de kaybeder.
Eğitim, bireyin kültürle sağlıklı biçimde karşılaşması için onu yaratıcı anlamda destekleyen ve toplumsal yaşama hazırlayan yardımcı bir süreçtir. Yine bu sebeple bireyin kişiliğinin olgunlaşmasına olumlu biçimde etki edecek, onu gerginliğe ya da çatışmaya sürüklemeyecek bir hazırlık süreci olan eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır.
Eğitim, toplumsal adaletin ve eşitliğin sağlanması bağlamında temel bir haktır. Eğitim hakkı da diğer temel haklar gibi, kaynağını insanın yalnızca insan olmasından alır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 26 “Her insanın eğitim görme hakkı vardır.” der. Uluslararası belgelerde ve Türkiye mevzuatında da güvence altına alınan eğitim hakkı, evrensel düzeyde insan hakkı olarak kabul görmektedir. Bunun sebebi bireyin kişiliğinin tüm yönleriyle gelişmesine yardımcı olması, insanın bir özne olarak kendini gerçekleştirmesi ve özgürleşmesiyle doğrudan bağlantılı olmasıdır. Bu kapsamda devletlerin ve hükümetlerin nitelikli ve demokratik bir eğitimi kamusal bir hizmet olarak herhangi bir ayrım gözetmeksizin herkese sağlama sorumluluğu vardır.
Eğitim hakkının kamusal bir ilke olarak gerçekleşebilmesi için dil, din, ırk, etnik köken, cinsiyet, coğrafi bölge, politik görüş temelli her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması zorunludur. Dolayısıyla anadilinde eğitim hakkı temel bir haktır. Anadili toplumun egemen dilinden farklı olan çocukların ve yetişkinlerin eğitim haklarından yararlanabilmeleri için, kendi dillerinde eğitim görme haklarının korunması gerekmektedir. İçinde büyüdüğü kültürel ortamı dili aracılığıyla öğrenen ve kendi anlam dünyasını anadiliyle geliştiren bir çocuğun; okula başladığında dilinin yok sayılması, kimliğinin tanınmaması anlamına gelir. Dil, bir toplumun kültürünün gelişmesi için temel bir unsurdur. Bu nedenle anadilinde eğitim, kültürün kuşaklar arasında aktarılması için elzemdir.
Bu sebeple, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 1999 yılında aldığı kararla 21 Şubat’ı, “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiştir. “21 Şubat Dünya Anadili Günü” ilk kez 2000 yılında, dünya çapında çok kültürlü yaşamı ve kültürel çeşitliliği desteklemek amacıyla kutlanmaya başlamıştır.
Milliyetçi ideolojiler, devlet içindeki kültürel ve dilsel farklılıkları eriterek, çoğu zaman yok saymak yoluyla yekpare bir toplum oluşturma amacını gütmektedir. Tek ve egemen kimlik üzerinden homojen bir yapı bina edilmek istenir. Bu asimilasyonist programda eğitim kilit bir rol oynamaktadır. Tekdilli yaşamın ve eğitimin egemen kılındığı toplumlarda devletin resmi dili, gündelik yaşamda ve eğitimde tek dil olarak hayata geçirilmeye çalışılır. Diğer halk dillerinin terk edilmesi ve çocukların çoğunluğun dili olan resmi dili öğrenmeleri sağlanır. Anadilinin dışında ikinci bir dili öğrenen çocukların birinci dili de belleklerinden eksiltilir. Tekdilli ideolojilerin takip edildiği bu “tekdillileştirme” modelleri “eksiltici” eğitim pratikleri olarak tanımlanmaktadır.
Dilbilim, psikoloji, antropoloji ve eğitim bilimleri alanlarında yapılan çalışmalar eğitimde eksiltici tekdillileştirme modellerinin çocuklar üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açtığını; dilsel, eğitsel ve toplumsal eşitsizlikleri artırdığını ortaya koymuştur. Bu araştırmalara göre; tekdillileştirme ideolojisi temelinde eğitim, asimilasyon amacı taşımakta; ciddi zihinsel, psikolojik, bilişsel, eğitsel hasarlara yol açmakta; siyasi ve ekonomik zararları olmaktadır.
Dünyada çokdilli olmayan ve egemen dilin esas alındığı eğitimin dilsel, pedagojik ve psikolojik kısıtlar yaratarak eğitime erişimi engellediği tespit edilmektedir. Dillerin yok olması, dilsel çeşitliliğin kaybolması, çocukların yeteneklerinin gelişiminde engellere sebep olması ve sürekli bir yoksunluk yaratması tekdilli modellerin olumsuz sonuçlardır.
Türkiye’de yakın bir zamana kadar anadilinde eğitim hakkının tartışılması bir yana, resmi dil dışındaki dillerin varlığı dahi inkâr edilmiştir. Uzunca bir süre hâkim dil dışındaki diğer diller “var olmayan dil” ya da “bilinmeyen dil” olarak anılmıştır. Kürtçe, Arapça, Çerkezce, Lazca dilleri baskı ve asimilasyon politikalarına maruz kalmıştır. Bugün milyonlarca öğrenci hala anadilinde eğitim hakkından mahrum bırakılmaktadır. Bilimsel çalışmalar, anadilleri üzerinde eksiltici etkisi olan bir eğitime maruz kalan çocukların eğitim düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir.
Bu durumun sebeplerinden biri öğrenciler ile öğretmenler arasında yaşanan iletişim sorunlarıdır. Bastırılmış dilsel halklardan gelen çocuklar okula başlarken adeta yabancı bir dünyaya adım atmış olurlar. Bu çocuklar, kendilerine yabancı olan bu dünyayı çok az anlayabilir ve daha ilk andan kendi dil kaynaklarını kaybederler. Dilini bile anlamadığı bir eğitim sisteminde, sadece soyut dil becerilerinin gelişmesi için değil, günlük Türkçeyi anlamaya başlaması için bile en az birkaç yıl zamana ihtiyaç duymaktadır. Bu durum, anadilinde eğitim alamayan öğrencilerin, anadili Türkçe olan çocuklara göre oldukça dezavantajlı olduğunu göstermektedir. Akademik başarılarının gelişebilmesi açısından aralarında yıllarca fark oluşmaktadır. Ayrıca okuma yazmaya geç başlama ve akademik becerilerin daha geç kazanılması, öğrencilerde sınıf tekrarı ya da okul terki gibi sonuçlara yol açarak eğitim hakkına erişimi engellemektedir.
Diğer yandan, anadilinin eğitim dili olarak kullanıldığı okullarda eğitim gören çocukların başarı düzeylerinin yüksek olduğunu kanıtlamış araştırmalar da bulunmaktadır. Afrika, Asya, Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika gibi dünyanın birçok noktasında çokdilli eğitimin başarılı örnekleri mevcuttur. Bu sebeple her çocuk yaratıcı anlamda beslendiği, korunduğu ve özgürleştirici anlamda anadilini geliştirebildiği bir dünyanın içinde yetişmelidir. Anadili temelinde çokdilli eğitim anlayışı, diller ve kültürler arasında kurulan bir köprüdür. Farklılıkları koruyup güçlendirir; demokratik ve eşitlikçi bir toplumsal düzenin nüvesini taşır. Toplumsal adaletin sağlandığı, insan onuruna yaraşır bir sisteme doğru atılan bir adımdır. Bireyin özgürce kendini belirleyebilmesi ve özgüveninin gelişebilmesi için, yaşamın farklı kültürel değerlerinin çoğunluk içinde paylaşıldığı bir topluma ihtiyaç vardır. Toplumsal yaşam, kapsayıcı ve özgürleştirici pratiklerin hayata geçeceği kurumlara ihtiyaç duymaktadır. Anadili temelinde çokdilli eğitim modelleri de bu ihtiyaçların başında gelmektedir. Çokkültürlü, demokratik bir toplum için eğitimde “güvenlik” temelli ve bilimsel dayanağı olmayan yaklaşımlardan vazgeçilmelidir. Farklı anadillere yönelik sınırlamalara son verilmeli, her bireyin kendi anadilini öğrenmesi ve kendi anadilinde eğitim alması için gerekli ortam sağlanmalıdır.
Eğitim Sen olarak, tüm dünya ve Türkiye halklarının 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutluyor, farklı anadili ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin bir an önce kaldırılmasını talep ediyoruz.
21Ê SIBATE ROJA ZIWANÊ MAYE YA CÎHANÎ PÎROZ BO!
Merdim têkilîya xo yê bi xozayî de heme çî sey bi xo qebul nêkeno, xozayî bi afernayoxîya xo vurneno. Bi nê taybetîya xo ganîyanê bînan ra cîya beno. Her kes o kulturo ke mensubê ey o, mîyanê ey de yeno dinya û bi eşnawitiş, dîyîş û hîskerdişî beno wayîrê ê kulturî ke neslan reyde pêser bîyo. Ziwan û kultur xo mîyanê yewbînan de hewênenê, ziwan hem kulturî ano meydan hem zî kulturî kirişeno neslanê neweyan. Coka ra gedeyîye de ziwan keyeyê merdimî yo, ma hama eşkenê vajê dinyaya merdimî yo zî. Daraxo verên o ke dinyaya fehmkerdişî şekil gêna, no darax de ziwano ke cuye dano kesî bîla sebeb bi çekuya ‘maye’ bi name nêbîya.
Gedeyî dewranê cuye yê cîya-cîyayan de rastê îmkan, kemane û normanê kulturî yenê. Her rastameyîşê bi ziwan û kulturî reyde kesayetîya gedeyan awan bena. Bi no qayde gede vera vera beno pîl û hêginîyê ey ê hîşî, hîssî û zanayîşî şonê aver. Eynî wext de kategorîyê îqtîsadî, polîtîk û îdeolojîkî zî reyde sey wareameyîşê kuturî yenê meydan. Heme rastîyê cuye zî ziwanê maye reyde têkildar ê. Ma eşkenê vajê ziwanê maye hîmê cuya komelkî yo. No semed ra yo ke eke ziwanê maye kesî rê bêro qedexekerdiş o kes zemînê xobîyayîşî vîndî keno êdî.
Perwerde paştî dano merdimî ke wa kulturî weş nas bikero û kesan seba cuya komelkî hederneno. Perwerde seba averşîyîşê kesayetîye bandorêko erenî keno û hetê psîkolojîye ra zî kesan hezeyanan ra dûrî tepişneno.
Perwerde hetê ronayîşê seyyewbînanî û edaletê komelkî ra heqêko bingeyîn o. Heqê perwerdeyî zî sey heqanê bînan ê bingeyînan hîmê xo tena merdimbîyayîşî ra gêno. Metnê Heqanê Merdiman ê Unîversalî de xala 26ine vana ke: “ Heqê heme merdiman est o ke perwerde bivîno” . Metnanê mîyannetewîyan de zî, qanûnanê Tirkîya de zî heqê perwerdeyî cayê xo girewto û no heq warê gerdûnî de zî sey heqê merdiman yeno qebulkerdiş. Sebebê nê qebulî o yo ke perwerde hetê merdiman keno ke kesayetîya xo bieşkbo aver bero, merdimî keno kerdoxê cuya xo û xoazadkerdişê kesan de rasterast têkildar o. No het ra mesulîyet dano dewlete û hukûmatan ke perwerde bibo yew xizmeto pêroyî yo bihavil û demokratîk.
Semedo ke heqê perwerdeyî bêro ca mucbûrîyetêk o cîyayîyê ziwanî, dînî, nijadî, etnîsîte, cinsîyet, cografî, heremî, îdeolojîk ûsn. Orte ra wedarîyê. Nê sebeban ver o heqê perwerdeyê bi ziwanê maye heqêko bingeyîn o. Seba ke gedeyê ke ziwanê înan ê maye ziwanê serdestî ra cîya yê, bieşkbê heqê perwerdeyî ra îstîfade bikerê ganî heqê înan yê perwerdeyî bêro pawitiş. Waro kulturî yo ke gede tede pîl bîyo, ziwanê xo musayo û heme dinya bi ziwanê xo nas kerdo, o gede key ke dest bi wendegehî kerd eke ziwanê ey ziwanê ey çinî bihesebîyo seke nasnameyê ey, kamîya ey nêro qebulkerdiş. Ziwan seba averşîyîşê kulturê yew komelî hacetêko esasî yo. Coka perwerdeyê bi ziwanê maye seba xokiriştişê kulturî neslanê neweyan rê elzem o.
Nê semedî ra Rêxistina Perwerde, Zanist û Kulturî yê Neteweyê Yewbîyayeyî (UNESCO) 1999î de qerar girewt û 21ê Sibate sey “ Roja Ziwanê Maye ya Cîhanî” qebul kerd. 21ê Sibate Roja Ziwanê Maye ya Cîhanî raya verêne serra 2000î de bi amancê heme dinya de paştîdayîşê zafziwanî û zafkulturîye ame pîrozkerdiş.
Amancê Îdeolojîyanê neteweperestan o yo ke mîyanê dewletan de cîyayîyanê kulturî û ziwanîyan bihelênê, bi çinî hesabnayîşî kenê ke yew komelo tekperest awan bikerê. Hîmê nasnameyê serdestî ser o wazenê ke yew pergal bidê pironayîş. Nê programê asîmîlasyonîstî de seba ke biresê amancanê xo perwerde înan rê beno sey aparatî. Ê Komelan de ke perwerde û cuya yewziwanî tede bîya serdest, ziwanê dewlete yo resmî cuya rojane û perwerde de beno mecbûrî. Bi no qayde kenê ke şarê bînî ziwanê xo ra fek vera bidê û gedeyê înan wa ziwanê serdestî bimusê. Gedeyê ke ziwanê xo yê maye ra teber ziwanê dîyînî musenê hîşê înan de cayê ziwanê înan o eslî beno teng. Nê modelê ke yewziwanîye ferz kenê sey pratîkê perwerdeyê kêmîker yenê pênasekerdiş.
Xebatê ke warê ziwanzanîye, psîkolojî, antropolojî û zanistê perwerdeyî de ameyê kerdiş nîşanê ma danê ke: perwerde de modelê yewziwanîkerdişî yê kêmîkerî gedeyan ser o bandoro ke telefîyê ey mumkun nîyo piro nenê û hetê ziwan, perwerde û komelkî ra bêedaletîye vêşî kenê. Goreyê nê cigêrayîşan amancê îdeolojîyê yewziwanîkerdişî eslê xo de asîmîlasyon o û no zî hetê zîhnî, psîkolojîk, hîşî û perwerde ra xisaranê giranan ano meydan; beno sebebê ziraranê sîyasî û ekonomîkan. Perwerdeyo ke zafziwanî nîyo, tede ziwano serdest esas o, pergalê perwerdeyî yê winayînî verê pedogojî û psîkolojîye gênê û xoresnayîşê perwerdeyî kemînenê. Netîceyê modelanê perwerdeyî yê yewziwanîyan wina yê: ziwanê çînî benê, hetê ziwanan ra cîyayîyî vîndî benê, verê averşîyayîşê qabîlîyetanê gedeyan yeno girewtiş, gedeyî tim xo kêmî vînenê, nêmcet hîs kenê.
Tirkîya de heta nê demanê peyênan ziwanê dayîke de munaqeşekerdişê heqê perwerdeyî netêda, ziwanê fermî ra teber estbîyayîşê ziwananê bînan zî ameyo înkarkerdiş. Demêko zaf derg ziwanê serdestî ra teber ziwanê bînî sey " ziwano ke estbîyayîşê xo çin o." yan zî "ziwano ke nêyeno zanayene." ameyê qebulkerdiş. Ziwanê kurdkî, erebkî, çerkezkî, lazkî maruzê polîtîkayanê teda û asîmîlasyonî bîyê. Ewro zî bi mîlyonan wendekarî hema zî heqê perwerdeyî yê ziwanê dayîke ra yenê mehrûmkerdiş. Xebatê zanistî nawnenê ke gedeyê ke ziwanê dayîke ser de maruzê tesîrê perwerdeyê kêmîkerdeyî manenê daraxê perwerdeyî yê nê gedeyan kêmî yo.
Sebebanê na rewşe ra yew zî problemê dayîşgirewtişê agahîyê ke mabênê wendekar û mamostayan de qewimîyenê. Şarê ke hetê ziwanî ra ameyê tedakerdiş wexto ke gedeyê nînan dest bi wendegehî kenê seke dekewenê mîyanê dinyayêka xerîbe. Nê gedeyan rê na dinya xerîb yena û na dinya ra zaf tay fehm kenê û a hele ra pey çimeyanê ziwanê xo vîndî kenê. Sîstemê perwerdeyî yo ke ziwanê ci zî fehm nêkerdo tena averşîyayîşê huneranê ziwanê razberî nê, seba fehmkerdişê tirkîya rojaneyî zî çend serrî hewce yê. Na rewşe nawnena ke wendekarê ke ziwanê dayîka xo de perwerde nêvînenê gedeyê ke ziwanê dayîka xo tirkî ya goreyê înan bidezavantaj ê. Seba averşîyayîşê serkewtişanê akademîkan mabênê înan de bi serran ferq yeno viraştiş. Sewbîna ereydespêkerdişê wendiş û nuştişî û ereyqezenckerdişê huneranê akademîkan, wendekaran de beno sebebê sey tekrarkerdişê sinife yan zî terkkerdişê wendegehî û beno manîyê resayîşê heqê perwerdeyî.
Hetê bînî ra zî tayê cigêrayîşan de zî tesbît bîyo ke wendegehê ke ziwanê dayîke sey ziwanê perwerdeyî bikar anê wendekarê nê wendegehan de daraxê serkewtişî zêde yo. Çar hetê dinya de Afrîka, Asya, Ewropa, Amerîkaya Vakur û Başûre de nimûneyê serkewteyî yê perwerdeyê zafziwanî mewcûd ê. Nê semedî ra her gede ganî dinyaya ke tede pîl beno bieşko tede ziwanê xo aver bibero, bipawo û sey afirnayox û azadî ziwanê dayîka xo bikar bîyaro. Bingeyê zafziwanî de ferasetê perwerdeyî yê zafziwanî mabênê ziwan û kulturan de sey pirdêkî yo ameyo ronayîş. Cîyayîyan paweno hêz dano înan; sey bezreyî sîstemêkê komelkî yo demokratîk û têduştîyewaz mîyanê xo de tepîşeno. Edaleto komelkî yo ke bêro peydakerdene, yew gam a ke seba sîstemêkê munasibî yê şerefê merdiman yena eştiş. Semedo ke ferd azadane xo dîyar bikero û bawerîya xo bikero û xo aver bibero hewceyîya xo komelo ke erjê kulturî yê cîya, cuye de zafane reyde yenê parekerdiş est a. Cuya komelkî hewceyîya xo dezgehê ke pratîko pêroyî û azadkerdişwaz bêrê ca est a. Bingeyê ziwanê dayîke de modelê perwerdeyê zafziwanî zî mîyanê nê hewcedarîyan ra yewin hesibîyena. Seba komelêkê demokratîk û zafkulturî perwerde de bingeyê "asayîşî" û hawayê ewnîyayîşê bê bingeyanê zanistî ra ganî fek bêro veradayîş. Ganî qedexeyê ziwananê cîyayan ê dayîke bêrê qedênayene semedo ke her ferd ziwanê dayîka xo bimuso û ziwanê dayîka xo de perwerde bivîno seba ney atmosfer bêro viraştiş. Ma sey Eğitim Senî 21ê sibate Roja ziwanê dayîke ya dinya yê pêro şarê dinya û Tirkîya pîroz kenê, seba ke ziwanê dayîke û kulturê cîyayî biciwîyê û aver şîrê vernîya înan de çi qanûnî û fîîlî asteng est ê ma wedarîyayîşê înan zî ca de taleb kenê.