Mazgirt Belediyesi, Munzur Üniversitesi ve Tunceli Müzesi’nin destek verdiği etkinlik 24 Ağustos Cumartesi günü saat 15:00’te Mazgirt Elti Hatun Türbesi önünde açılış konuşmasıyla başlayacak.

Prof. Dr. Erdal Eser’in “Sürdürülebilir Kültürel Miras ve Önemi” konulu sunumunun ardından “Kırklar Dağı’nın Eteğinde Tarihe Bakış” isimli resim performansı gerçekleştirilecek.

Perfomansta Birgül Akbaba, Deha Koç, Gökhan Eken, Özgür Boran Gültekin, Songül Canerik ve Tuğçe Yılmazçelik yer alacak.

Uğur Çit, Adem Güler ve Ceren Aytaç’ın “Kale Kuşları İçin” için enstrümantal dinletisinin ardından Sinem Öner Çikot ve Emre Çikot’un müzikleri eşliğinde “Virane Baykuş İçin Söylence” isimli masal anlatımı gerçekleştirilecek.

Özgür Boran Gültekin’in “Özgür’ün Penceresinden Anadolu” ile Narin Yıldız’ın “Keçeden Tunceli” isimli sergilerinin ardından etkinliğe Çoban Baba Türbesi çeşmesi önünde devam edilecek.

Burada “Telin Göğsünden Bir İrşad Güvercini” etkinliği kapsamında Aziz Erdoğan ve Eser Gündüz bağlama dinletesi gerçekleştirecek.

Etkinlik, aşure ikramıyla sona erecek.

Uzun zamandır sanatsal çalışmaları ile kent sürdürülebilirliği üzerinde duran Seher Kont Erdoğan, “Kültürel miras, geçmiş anlatılar ve günümüz üzerine bir bağlam kurarak birlik duygularını güçlendiren değerli hazinelerdir. Somut ve somut olmayan değerleri barındıran şehirler için bu evrensel mirasla sanat aracılığıyla ilişki kurmak, kentlerin sürdürülebilirliği için büyük değer taşımaktadır. Bu kaynakların sahip oldukları değer ile geliştirilmesi, gelecek nesiller için kentin tarihinin sürdürülebilir olması açısından çok değerlidir” dedi.

Mazgirt Kalesi’nde keman resitali ile etkinliğe destek verecek olan Munzur Üniversitesi Öğretim Üyesi Uğur Çit ise, “Kemanımla biliyorsunuz ki dağ taş nehir demeden her zeminde sanatımı icra etmeye gayret gösteriyorum. Bu eğer bir kale olacaksa oraya çıkıp albüm eserlerimden biri olan hükümdar eserini seslendirmek isterdim. Sanat toplumun uzlaşma noktasıdır. Tüm sesler sustuğu anda sanat başlar. Tıpkı zihin sustuğunda gerçek özü bulmak gibi… O kalede geçmişte, şimdi ve gelecekte ya da bilinmeyen tüm zaman mefhumlarında sadece kuş cıvıltıları ve müziğin topluma topraklı güller dağıtması ve bu güllerden yayılan kokunun ve güzelliğin tüm varoluşu kucaklamasına şahit olmak beni çok mutlu ederdi” diye konuştu.