Dersim’in Ovacık ilçesi Konaklar Köyü’nde yaşayan Cafer Derman, 28 yıl PTT’de çalıştıktan sonra emekli oldu. İşinde severek çalıştığını ancak tarımla uğraşmak için de emeklilik için gün saydığını belirten Derman, “Sürem dolar dolmaz hemen emekli oldum. Önce köyde çevremi, derleyip toparladım. Bir takım araştırmalar yaptım. Buradaki insanlar sürekli aynı bitkiler üzerinde yoğunlaştılar, onların üretimini yapıyorlardı. Ama ben şunu diyordum Sibirya’da bitki yetişebiliyorsa, Kanada Ovacık ile örtüşüyor. Kuzey Amerika’da yetişen bitkiler üzerine yoğunlaştım. Rakımlarına, hava sıcaklıklarına baktım, değerlendirme yaptım. Şu anda köyde 6 tıbbi aromatik bitki üzerinde yoğunlaştım. Kurt üzümü, Gojiberi, dünyada bir numaralı antioksidan olarak bilinen Aronia’yı deneyip, test ettim. Meksika’nın ünlü domatesi Tomatille, Afrika’nın Kiwano Kavununu yetiştirdim. Kudret Narı üzerine yoğunlaştım. Bunların yanında yöresel tohumlar üzerinden kendi tohum bankamı oluşturdum. Çünkü bunlar bize lazım olacak tohumlar. Yoksa başkalarına bağlı kalacak, tohum almak zorunda kalacağız. Kendi tohum bankamı oluşturdum” dedi.

TOPRAĞA KİMYASAL MÜDAHALEDE BULUNMUYORUM

Ovacık toprağının Ege, Akdeniz, Karadeniz’de bulunan toprakların benzeri olduğunu belirten Cafer Derman, “Ancak buranın bir farkı var o yörelerden. Tabi ki oradaki üreticilere, çiftçilere saygım sonsuz. Onların emeklerine teşekkür ediyorum. Onlar da gıda ürünleri tedarik ediyorlar, emek harcıyorlar. Yalnız benim farkım felsefe olarak toprağa kimyasal olarak müdahale etmemek. Müdahale ettiğin zaman topraktaki mikroorganizmaları öldürmüş oluyorsun. Müdahale edince bitkiler coşacak, daha büyük olacak, hızlı ürün verecek ama bir dahaki seneye aynı ilaçları kullanmak gerekecek ki ölü toprağı canlandıralım. Oysa doğallığı bozmazsak mikroorganizmalar çoğalıyor, verim artıyor ve topraktaki çalışma oranı yükseliyor. Suyumuz çok temiz. Munzur suyundan alıyoruz. Çünkü su olmazsa üç gün yaşayabiliyoruz. Ben buranın toprak analizini yaptırdım. Toprak analizini yaptırmazsak bilinçsiz tarıma doğru gitmiş oluyoruz. Analiz yaparsak toprakta eksik olana elementleri bilecek ve öyle hareket etmiş olacağız. Yöredeki insanlarımız çaba harcıyor ama bilinçli yaparsak daha mantıklı ve verimli olur tarım. Toprak analizi yapmadan verdiğiniz hayvan gübresi çok mu az mı, çok verirsek ne olur bunu bilmeden üretim yapılıyor. Bu da bana göre yanlış. Azotu fazlaysa ona göre azot sağlayıcı bitkileri eksik tutacağız. Yıldan yıla da aynı yere dikim yapmayacağız. Bu sene fasulye ektiysek, fasulye topraktan azot mu alıyor seneye tam terzi azota ihtiyacı olan bitkiyi dikecek, fasulyeyi diğer yere ekeceğiz” diye konuştu.

HEDEF, BU GÜZEL COĞRAFYAYI MİRAS BIRAKMAK

Yaklaşık 6 yıldır Aronia deneyip test ettiğini kaydeden Derman, “Belki Aronia’ya ilk kez ben denedim. Bu konuda il ve ilçe tarım müdürlükleri ile dayanışma içinde üretime başvurdum. Onlar da gerekli yardımı gösteriyorlar. Teşekkür ediyorum. Sonunda bunu başardık. Enerjimi biraz fazla harcıyorum diye bir ziraat mühendisi arkadaşın söylemi oldu. Bir iki ürünle uğraşın dedi ancak benim o kadar vaktim yok, ömür bitiyor. Çünkü benim bir hedefim var. Bu güzel doğayı gençlerimize, çocuklarımıza, torunlarımıza miras bırakmak, bu bilgeleri öğretip öyle göçüp gitmek istiyorum” şeklinde konuştu.

Kendi yaşadığı ilçede Pazar oluşturmaya çalıştığını ifade eden Cafer Derman, “Artan ürünlerim olursa il bazında değerlendiriyorum. Orada da yine ihtiyaç olursa internet üzerinden satıyorum. İsteyeni çok oluyor. Sonuçta biz burada bu ürünleri üretirsek maliyeti düşük olacak, nakliye, aracılar birim fiyatı artırıyor. Tek elden yetiştirir öyle alırsak maliyet de düşük olur” ifadelerini kullandı.

KUŞLARIN HAKKINI UNUTMADI

Bu sene yetiştirdiği Gojiberi, kurt üzümü ve aroniaları kuşlara feda ettiğini kaydeden Derman, “Hiç ürün almadım sadece kuşları uzaktan izleyerek mutlu oldum. O benim için paradan daha değerli. Onları görmek, o güzel hareketlerini izlemek. Çok güzel oldular kuşlarım, renkleri değişti, kiloları arttı, fiziksel olarak çok değişime uğradılar bunları gördüm. Demek ki doğal olarak yetiştirdiğimiz ürünler her yerde önemlidir. Çünkü doğallık olmazsa bünye zayıflayacak, bağışıklık sistemi düşecek ve doktorlara emanet oluruz” dedi.

DÜNYADA KAYNAKLAR TÜKENİYOR, OVACIK TARIMA ÇOK ELVERİŞLİ

Son yıllarda ilçede tarıma bayağı yönelme olduğuna vurgu yapan Derman, sözlerini şöyle noktaladı: “Çünkü üretime yönelmek zorundayız. Dünyada kaynaklar özellikle de su kaynakları tükeniyor, iklim bozuluyor. Ovacık o nedenle bizim için farklı bir coğrafya. Ben Avrupa’nın bazı ülkelerini gezip seralarını, üretim yerlerini inceledim. İnanın memleketimiz çok güzel. Türkiye’de küçücük bir ilçeyiz. Tam bir doğa harikası. Neden diyeceksiniz. İsviçre’yi baz alalım İsviçre dağları bize benzer, karı var, suyu var ama belki yaşanılan bölgede ovacı yoktur. Ancak Ovacık tamamen farklı bir bölge. Ormanımız var zümrüt gibi. Güney tarafımız ormanlarla kaplı, kuzey tarafta Munzur sıradağları var. Ortasında tarıma elverişli bir ovamız var. Onun ortasında da kıvrıla kıvrıla gelen Munzur suyumuz var. Çeşmelerden avuç avuç su içebiliyoruz. Kaç çeşmeden avuç avuç su içebilirsiniz, çok azdır. O nedenle doğamız çok değerlidir ve biz de ona saygılı olacağız.”