Dersimekspres haber sitesinde 25 Eylül 2025 günü çıkan "Munzur, yine yaptı yapacağını; MUNTEAM’a tarihçi müdür!" başlıklı habere karşılık olarak Munzur Üniversitesi rektörü Prof. Kenan Peker'in yine aynı sitede yayınlanan cevap hakkını okuyunca büyük bir şaşkınlık duyduğumu gizleyemediğimi belirtmek için bu yazıyı kaleme aldım!
Haberde atanan kişinin "öğretim üyesi" olduğuna vurgu yapılırken, basit bir internet taraması ile esasında kadrosunun "doktor öğretim üyesi" olduğunu öğrenmiş olduk. Eski adıyla "Yardımcı Doçent" unvanı. Fakat sonrasında YÖK bu unvanı kaldırarak yerine "doktor öğretim üyesi" kullanımını getirdi. Adından da belli olduğu üzere bu unvan ve kadro akademik literatürde "doçent" ve "profesör" unvanlarının altında bir kadro. Yani uluslararası akademik literatürde doçent ve profesör ile eş değer değil. Meramımızı daha da açıklayıcı kılmak adına bu üç kadronun İngilizcedeki karşılıklarını da verelim:
Doktor Öğretim Üyesi: Assistant Professor
Doçent: Associate Professor
Profesör: Professor
Fakat anlaşılan o ki rektör bey olaya ve gerçekleştirdiği atamaya kamuoyu nezdinde meşruiyet ve ciddiyet kazandırmak için atadığı kişinin Türkçe olarak "doktor öğretim üyesi" kadrosunda olduğuna vurgu yapmaktan ziyade, İngilizcesini tercih ederek unvanda geçen "professor" vurgusuna özellikle ihtiyaç duymuş olmalı!
Ayrıca söz konusu açıklamasında, atamaya uygun gördüğü kişinin "Uluslararası ilişkiler" ve üstelik de "ingilizce" mezunu olduğunu da özellikle dikkat çekmiş. İfade etmek isteriz ki atamanın gerçekleştirildiği yer "Nadir Toprak Elementleri." Yani uluslararası bir ilişki uzmanlığından ziyade konusuyla alakalı mühendislikler ve doğrudan alan uzmanlığını gerektiren bilimsel ve de hassas bir hususla alakalı!
Yine rektör beyin ifadelerinden devam edersek, sözlerine şöyle devam etmekte: "uzun yıllar çalışmış ve Genel Müdür tecrübesi olan." Sayın rektör bir kişinin genel müdür olması onun böylesine hassasiyet gerektiren bir alanda müdür olması için nasıl bir şart olabiliyor? Mesela bir bankanın genel müdürü de bu alanda sırf müdür olduğu için yeterli midir? Diğer bir ifadeyle burası "ticarethane" mi yoksa AB ve ilgili bakanlık tarafından hassasiyetle yürütülen, dünya çapında önemi giderek artan bilimsel bir alan mı?
Ayrıca sizlerden ricamız, üniversite olarak yaptığınız açıklamalarda lütfen Türkçe kullanımına biraz da olsa özen gösteriniz. İfadenizde geçen "Munzur Üniversitesi Nadir toprak elementleri uygulama ve araştırma merkezi" özel bir isim olup, baş harflerinin de dil kuralları gereği büyük yazılması gerekmektedir. Tıpkı geçenlerde bizzat üniversitenin resmi sitesinde yaptığınız açıklamalarda olduğu gibi "Munzur Üniversitesi" yerine "Munzur Üniversite'si" gibi fahiş yazım yanlışlarının yapılması gibi!
Gelelim söz konusu akademisyenin "İngilizce" bildiği vurgunuza. Yine affınıza sığınarak sormak isteriz: Tıpkı geçmişte "genel müdürlük" yaptığını belirttiğiniz gibi, ilgili kişinin İngilizce bilmesi de bir "tarihçinin" ilgili kadroya atanması için nasıl açıklayıcı bir neden olabiliyor? Hal böyle olunca, üniversitemizde bu alan ile ilgili uzman akademisyenlerin İngilizce ya da bir yabancı dil bilmesi de zaten gerekli değil mi? Özellikle de mühendislerin! O yüzden, bırakın "Assistant professor" olarak "doktor öğretim üyelerinin", bu alanda daha yetkin ve bizzat profesör unvanına sahip daha nitelikli uzman akademisyenlere sahip iken neden söz konusu atamanızı bu şekilde gerekçelendirme ihtiyacı duymaktasınız? Yok aksini iddia ediyorsanız da bu merkezin bugüne değin, yine sizin ifadeleriniz ile "2024 yılında kurulmuş olan laboratuvar bölgede en yeni teknolojilerle hizmet verirken farklılaşma ve uluslararasılaşma sürecinde faaliyetlerini sürdürmektedir" pratiğini bugüne kadar nasıl sürdürdüğü şüpheli ve sorgulanır bir hal almaz mı? diye düşünmekten de kendimizi ne yazık ki alıkoyamıyoruz.
Bunun dışında dinleyip dinlememek size kalmış, bir kaç tavsiyede bulunmak isterim:
Geldiğiniz dünden beridir ve üstelik iki yıllık bir süre zarfında neden bu kadar olumsuz habere sürekli konu olduğunuzu düşünün lütfen! Belki de farkında olmadan yaptığınız hatalarınız ve doğru olmayan kararlarınızla birçok kalbi kırdınız. Çünkü şuna inanınki üniversitedeki birçok akademisyen ve idari personel bu uygulamalardan ötürü üniversitemizin basında sıklıkla bu denli olumsuz anılmasından çok rahatsız. Üniversitemiz hem şehirde hem de dışarıda çok çok kötü bir üne sahip. Şehirde de insanlar bu nedenle huzursuz. Artık şu klasik suçlu bulma refleksinizi bırakıp, hatayı bir kez de kendinizde aramayı deneseniz. Bu üniversitenin rektörü sizseniz, sizin gölgenizde birilerinin ortalıkta at koşturmasına, kraldan çok kralcı olmasına müsaade etmeyin. Akademik personel kadrosunu alamıyor, yıllarca kadro bekleyenler kadro alamaz iken sizlere yakın olanlar beklemeden alabiliyor. Bu büyük bir haksızlık, kul hakkı. Yok "doğru söylemediğimi" düşünüyorsanız da takdir sizindir. Unutmayın ki hüküm sadece Yüce Allah'ındır! Çünkü Kuran-ı Kerim'de de belirtildiği gibi "ALLAH'ın zulmedenlerin yaptıklarından gâfil olduğunu sakın sanma!" (Kuran-ı Kerim)
Üniversiteden bir Dersimekspres okuru!



