SES Dersim Şubesi, kentte sağlık alanındaki olumsuzluklara ilişkin Sanat Sokağı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada konuşan Şube Eş Başkanı Serap Kahraman, Dersim’de son yıllarda sağlık hizmetlerinde yaşanan ciddi aksaklıklar ile yönetimsel sorunların, sağlık çalışanları ve halk sağlığını doğrudan tehdit ettiğini belirterek, “İktidarının yarattığı kayırmacılık ve liyakatsiz atamalar, sağlık sisteminin temellerini sarsarak, kamu hizmetlerinin niteliksizleşmesine yol açmaktadır. Özellikle İl Sağlık Müdürlüğü’ndeki liyakatsiz atamalar, bu sorunun somut örneklerindendir. İl Sağlık Müdürü Muhammed Duran, göreve başladığı ilk yıl, SES üyesi olan yönetici arkadaşlarımızın sözleşmelerini feshederek, yandaş sendika temsilcileri ve üyelerini etrafına alarak yeni bir yönetim kadrosu oluşturmaya çalışmıştır. Bu tablo, sadece liyakatsiz atamaları değil, aynı zamanda toplumsal değerlere yabancı bir yönetim anlayışını da gözler önüne sermektedir. Bu yöneticiler, yalnızca sendikal aidiyetleri ve hükümete yakınlıkları üzerinden güç kazanmaya çalışmaktadır. Eğitim seviyesi yüksek olan ilimizde, son derece deneyimli ve donanımlı kişiler yöneticilik görevlerinden dışlanmaktadır. Bu, liyakatin göz ardı edilmesinin ötesinde, halkın sağlığını tehdit eden bir yönetim anlayışının güçlenmesine neden olmaktadır” dedi.
MOBBİNG UYGULAMALARI
Liyakatsiz atamaların sağlık çalışanlarına yönelik mobbing uygulamalarıyla daha da derinleştiğini belirten Kahraman, “Devlet Hastanesi’nde yaşanan mobbing vakaları, liyakatsiz yöneticilerin sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını ne hale getirdiğini gözler önüne sermektedir. Uzun yıllar şehrimizde görev yapmış ve halkın büyük saygı duyduğu Nöroloji Uzmanı Dr. Aysun İnce’ye uygulanan poliklinik 7/24 esasına dayalı icap nöbetleri dayatılarak insani olmayan bu tutum karşısında kişisel anlamda derin bir travma yaratmış ve nihayetinde görev yerinden ayrılmasına yol açmıştır. Uz. Dr. İnce’nin ayrılması, ilimizde aylarca nöroloji uzmanı eksikliği yaşanmasına, dolayısıyla halk sağlığının doğrudan etkilenmesine neden olmuştur. Bu olay, sağlık çalışanlarına yönelik adaletsiz uygulamaların ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir.
Sendikamız yöneticisi, Enfeksiyon Hastalıkları Uz. Dr. Meral Gülbenat Şimşek, COVID-19 sürecinde, şehrin sağlık sorumluluğunu tek başına üstlenmiş ve halkın sağlığını kendi sağlığının önünde tutarak hizmet etmiştir. Ancak, İl Sağlık Müdürü Muhammed Duran, Dr. Şimşek’in sözleşmesini hukuki dayanaklardan yoksun olarak feshetmiş ve yönetici arkadaşımızı cezalandırma yoluna gitmiştir. Bu durum, liyakatsizliğin yanı sıra, halk sağlığını ön planda tutan ve onurlu bir şekilde görev yapan bir sağlık çalışanının hedef alındığını gösteren bir örnektir. Dr. Meral Gülbenat Şimşek, mesleğini boyun eğmeden ve el pençe durmadan icra etmeye devam etmektedir. Bizler, sendika olarak her zaman Dr. Şimşek’in yanında olduğumuzu ifade ediyor ve bu hukuksuz uygulamayı şiddetle kınıyoruz. Kâğıt üzerindeki performans kriterlerinin yalnızca sağlık hizmetinin niceliksel yönlerine odaklanarak, nitelikli sağlık hizmeti sağlamanın önünde engel teşkil ettiğini belirtiyoruz.
Dayatılan kriterler ilimizden 5 kat daha büyük Elazığ Şehir Hastanesi aynı branş dalından daha yüksek olması ise keyfi tutum göstergesidir” diye konuştu.
KİMİNE OLMAYAN KADRO, KİMİNE KEYFİ UYGULAMA
Kimine olmayan kadrolar tahsis edilirken kimine ise keyfi uygulamalar dayatıldığını ileri süren Şube Eş Başkanı Serap Kahraman, “Örneğin Sosyal Çalışmacı kadrosu olmadığı halde torpilli olmasından mı kaynaklı Pertek İlçesine 3 yıldan beri yasal olmayan bir görevlendirme ile personel çalıştırılmaktadır. Bu durum liyakatsiz yönetim anlayışının sağlık hizmetlerinin sunumuna etkisi ve bu sunumun çalışanlar arasındaki iş barışını olumsuz etkilemektedir.
Bir diğer önemli husus ise, alınan tasarruf tedbirleri, özellikle kırsal bölgelerde yaşayanların temel sağlık hizmetlerine erişimini engellemektedir. Mazgirt ilçesine bağlı Darıkent 112 İstasyonu’nun, vaka sayısının az olduğu gerekçesiyle kapatılması, 30 köyde yaşayan halkı sağlık hizmetlerinden mahrum bırakmıştır. Bu karar, sağlık hizmetlerine erişimin keyfi ve haksız bir şekilde kısıtlandığını açıkça göstermektedir. Benzer şekilde, tasarruf bahanesiyle Aile Hekimliklerinde kan örneklerinin öğleden sonra alınmasının durdurulması, sağlık hizmetlerine erişimi daha da zorlaştırmıştır. İl Müdürü kimin ne zaman hastalanacağına, hekimlerin saat kaça kadar kan tetkikleri almasına kadar karar veriyor. Bu uygulamalar, sağlık hizmetlerinin yalnızca bir maliyet kalemi olarak görüldüğünü ve halk sağlığını önceleyen bir politikanın yürütülmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Liyakatsiz yönetim anlayışının yalnızca sağlık hizmetlerinin niteliğini değil, aynı zamanda halk sağlığını tehdit ettiğini açıkça görmekteyiz. Sağlık hizmetlerinin niteliğini artırmak için öncelikle ihtiyaç duyulan personelin görevlendirilmesi gerekmektedir.
Önemli bir diğer konu ise, Sağlık Sen yöneticilerinin kamusal kaynakları kendi menfaatleri için kullanmalarıdır. Sağlık Sen yöneticisi sıfatını taşıyan kurum yöneticisinin, resmi devlet aracını kullanarak Pertek ilçesinde sendikal toplantılar düzenlemesi ve kendi personelini sendikasına üye olmaya çağırması, kamu gücünün ve kaynaklarının kişisel çıkarlar için kullanılması anlamına gelmektedir. Bu eylem, sağlık hizmetlerinin etkinliğini ve şeffaflığını sarsan ciddi bir etik ihlaldir.
Ayrıca, üyelerinin Pertek Başhekimi hakkında şikayetinin ardından İl Müdürü’nün soruşturma başlatması ve bu soruşturmanın Sağlık Sen yöneticisine verilmesi, sürecin tarafsızlık ilkesine aykırıdır. Kamu araçlarının ve kaynaklarının sendikal faaliyetlerde kullanılması, devletin tarafsızlık ilkesine açıkça zarar vermektedir. Makamını kötüye kullanan bir diğer kişi de Sağlık Sen yöneticisi olan devlet hastanesi Başhemşiresidir. Kendi sendikasına üye yapmak için, tüm yetkilerini yeni işe başlayan emekçiler üzerinde kullanmaya devam etmektedir. "Bize üye olursanız rahat edersiniz, sizi destekleriz" gibi baskılar, sağlık çalışanları arasında ciddi bir huzursuzluğa yol açmaktadır.
Aynı başhemşire görevinde birçok konuda yetersiz kalmış ve hastanenin yönetiminde ciddi sıkıntılar yaşamıştır. Örneğin, Devlet Hastanesi yoğun bakımında çalışacak personel bulamayıp ilçelerden görevlendirme ile personel takviyesi yapmak zorunda kalmıştır. Durumu "Çok tayin giden oldu, az gelen oldu" gibi açıklamalarla geçiştirmeye çalışan başhemşire, liyakatsizliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir” şeklinde konuştu.
DERSİM HALKI, SAĞLIK HİZMETLERİNDEN EN İYİ ŞEKİLDE FAYDALANMAYI HAK EDİYOR
Dersim Halkının sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde faydalanmayı hak ettiğine vurgu yapan Kahraman açıklamasını şu sözlerle noktaladı: “Liyakat esasına dayalı atamalar, nitelikli sağlık personelinin görevlendirilmesi ve sendikal baskıların ortadan kaldırılması için mücadelemize devam edeceğiz. Bizler, halk sağlığını savunan, eşit, nitelikli ve parasız sağlık hizmetini hedefleyen bir sendika olarak, her türlü hukuksuz uygulamanın karşısında duracağımızı ve bu mücadelemizi tüm Demokratik yolları kullanarak sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.”