“Eğitimdeki Yoğun Saldırılara Karşı Mücadeleyi Yükseltelim!” başlığıyla yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
Eğitim yılı bugün başladı. 8 milyon ilk ve ortaöğretim öğrencisi için okullar açıldı. Önümüzdeki haftadan itibaren de yüksekokullar ve üniversiteler açılmaya başlayacak.
Her yıl okul, sınıf yetersizliği, kitap defter sorunu vb. gibi sorunlar bu yıl katlanarak artmış durumda.
Her öğrencinin ihtiyacı olan defter, kalem, pastel boya, sulu boya, A4 kağıdı gibi temel okul masrafları geçen yıla oranla yüzde 400 artış gösterirken, sadece kurşun kalemin fiyatı 3 kat, boya kalemlerinin fiyatı 4 kat arttı. Kırtasiyeden okul kıyafetine tüm masraflar artarken, öğrenci servis ücretlerine ise geçtiğimiz aylarda zam geldi. Artan okul maliyetleri velilerin diğer zorunlu harcamalarından kısmasına neden oluyor.
Veliler, artık bir ekonomist gibi fiyat araştırması yapmaya başladı.
Emekçiler olarak zamlar karşısında her gün biraz daha yoksullaşıyoruz.
Bağımsız araştırma grubuna (ENAG) göre yıllık Enflasyon rakamı yüzde 181 olurken, başta elektriğe ve doğalgaza, kısaca iğneden ipliğe gelen zamlar, halkın, bir yandan geçinmesini zorlaştırırken bir yandan da çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak için uğraş veriyor!
Veliler, çocuklarına bir defter, bir kitap almaya korkar hale geldi. Bunca emek verip, çocuklarımıza bir defter alırken bile düşünecek hale geldiysek, artık bu zamlar karşısında yaşayamıyoruz demektir.
Taleplerinin karşılanması için sokağa çıkmaya, sesini yükseltmeye çalışan eğitimcilerin karşısına polisi diken tek adam yönetiminin, öğrenci ailelerinin sırtına, geçmiş yıllara göre birkaç kat artmış olan beslenme, giyim kuşam, kırtasiye, servis, kayıt parası, okulların temizliğinden bakımına, güvenliğe, birçok giderini yıkması da eklendiğinde, bir zamanlar ailelerin sevinç vesilesi olan eğitim yılının başlaması, artık aileler için, altından kalkmanın çok zor olacağı sorunların başladığı bir dönem olmaktadır. Daha okullar başlamadan aileler için taşınamaz bir yüke dönüşen okul masraflarının ulaştığı boyut ortadadır.
Eğitim yılı başlamasıyla birlikte ortaya çıkan en önemli sorunlardan biri de, eğitim müfredatıdır, yani eğitimin giderek dinileştirilmesidir.
Tek adam yönetiminin 20 yılı aşkın iktidarı boyunca önemli hedeflerinden birisi de, “Dindar ve kindar nesiller yetiştirilmesi”ydi. Ancak, iktidarı boyunca bu konuda istediği sonuçları alamayan AKP iktidarının, bu başarısızlıktan çıkardığı ders, eğitimin okul öncesinden başlayarak daha da dinileştirilmesi olmuştur. 2021’in aralık ayında yapılan Milli Eğitim Şûrasında, müfredatın daha da dinileştirilmesi için, okul öncesi öğretimde 4-6 yaş gurubu çocukların Kur’an eğitiminin resmi eğitimin kapsamına alınması, bu amaçla Diyanetin görevlendirilmesine yönelik önerinin Şûra tarafından karara dönüştürülmesi, milli eğitimde gelinen yeri göstermektedir.
Emek Partisi olarak; Tek adam iktidarının, eğitimi paralı hale getiren, özel okulları teşvik eden, müfredatı giderek dinileştiren, tekçi eğitim anlayışına karşı, eğitim ve öğretimin asıl bileşenleri olarak öğrencisi, velisi, öğretmeni ile birlikte parasız, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim talebi etrafında birleşmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.
