Konuya ilişkin açıklama yapan Arslan, şunları kaydetti: “1986 yılında SHP Erzincan merkez ilçe yöneticiliği, 1991-2001 yılları arasında CHP Erzincan il yönetiminde İl Başkan Yardımcılığı ve İl Sekreterliği görevlerinde bulundum. 2001 yılında Pülümür'e yerleştim ve siyasi çalışmalarıma burada devam ettim. 31 Mart 2014 günü yapılan Mahalli İdareler seçiminde CHP’den İl Genel Meclis Üyesi olarak seçildim. Takip eden beş yıl görevimi en iyi biçimde yapmaya çalıştım ve 2019 Mahalli İdareler seçiminde yeniden İl Genel Meclisi üyesi seçildim. 2019-2021 yılları arasında İl Genel Meclisi Başkanlığını üstlendim.
Görev yaptığım on yıllık süre içerisinde kamuya ait yerlerin birilerine satışı veya kiralanması sürecinde peşkeşçi tüm girişimlere karşı çıktım. Kutsal doğamıza zarar verecek tüm karar ve uygulamalara açıkça karşı çıktım, engellemek için mücadele ettim. Görev yaptığım süre içerisinde yolsuzluğa ve hukuksuzluğa karşı mücadelem pek çok kişi ve kesimi rahatsız etti, bunun da farkındaydım. Bunların bir kısmı da ne yazık ki CHP içindeydi. Bu durum 2024 Mahalli İdareler seçimleri, İl Genel Meclisi adaylarını belirleme süreçlerinde çok daha net şekilde ortaya çıktı. Normal şartlarda adayları belirlemek amacıyla partinin ilgili kurul ve toplantılarında yüz yüze değerlendirmeler yapmak yerine, türlü hile ve oyunlarla ben devre dışı bırakıldım. Ne benim niçin devre dışı bırakıldığıma, ne de seçilenlerin meziyetlerine dair tek bir cümle edilebildi. Aday seçiminin yapıldığı toplantı bile her yönüyle hukuk dışıydı. Toplantı, ani bir kararla benim ve ilçe belediye başkanının İstanbul’da, “Tunceli Günleri”nde olduğu bir zamanda, 14 Ocak Pazar günü yapıldı. Toplantıdan CHP Genel Merkezi ve Tunceli il örgütünün de haberdar edilmedi. İl Genel Meclisi adaylarının belirlenmesi için gizli ve kapalı yapılması gereken oylama teamüle aykırı şekilde açık şekilde yapıldı. İki Yönetim Kurulu üyesi toplantıda bulunmadıkları halde, telefonla aranarak açık oy istendi. Bu hileli kararı parti il yönetimine ulaştıran Pülümür ilçe başkanı adeta CHP Genel Merkezi ve Tunceli il örgütünü tehdit edecek türden, ‘mutlaka uygulanmalı’ diye bir ifade kullandı. Bütün bunlar hukuk ve etik dışı bir yöntemlerle beni dışarıda bırakmak için yapıldı ve sonuçta hak etmediği halde birilerine alan açıldı. Şeffaf olunması gereken bütün bu süreç, gizli kapaklı ilişkilerle sürdürüldü ve sonuçta hem partide hem de bize oy veren Pülümürlülerde derin hayal kırıklığı yaşandı. Dahası kişilik haklarımız zedelendi. Ben bu hileli durumu CHP Parti Meclisi üyelerine yazılı olarak; yerel ve merkezi düzeyde parti yetkililerine sözlü olarak ilettim. Bu hukuksuzluğa dur denilmesini umdum ve bekledim. Ama beklediğim tutum ne yazık ki gerçekleşmedi. İl ve Genel Merkez düzeyinde uyarılarıma yönelik tek bir adım atılmadı. Benim hileli şekilde dışlanmama dair bir cümle bile kurulamadı. Bu hak hukuk bilmez tutumlara dair bir söz bile söylenmedi. Sabırla bekledim ama olmadı. Bu durumda benim önümde iki seçenek kaldı. Ya sessiz kalarak bütün bu hileli tutumlara onay verecektim ya da bu hukuksuzluğu her zaman adaletine güvendiğim ilçemiz kamuoyunun bilgi ve takdirine sunacaktım. Ben ikincisini yapmaya karar verdim. En doğru kararı 31 Mart 2024 günü Pülümür halkı verecektir. Bu nedenlerle üyesi olduğum CHP’den istifa ettiğimi ve Pülümür’den İl Genel Meclisi üyeliği için bağımsız aday olacağımı ilgili kamuoyuna duyurmak isterim.”
Dersim Ekspres
