Dersim Kadın Platformunun çağrısı üzerine Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kadınlar buradan alkış ve sloganlarla Seyit Rıza Meydanı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi.
Burada gerçekleştirilen açıklamada Dersim Kadın Platformu adına konuşan Arzu Yıldız, “Bugün acımız, öfkemiz taze! 4 Ekim tarihinde bu ülkenin karşılaştığı en korkunç günlerden biri daha yaşandı. İki kadın göz göre göre vahşice katledildi. Aynı gün bir kadın iki saldırgan tarafından sokak ortasında tecavüz saldırısına uğradı. Bu ülkede, katledilen Narin Güran için verilen araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Dört bir köşesi kameralarla izlenen bu kentte Gülistan Doku 5 yıldır bulunamadı. Bu kayıp filmleri bitmedi. Yine 11 gündür devletin tüm güçlerinin her sokağında olduğu bir kentte Rojin Kabaiş bulunamıyor. Bu ülkede erkek devlet şiddeti kadınlara, çocuklara, LGBTI+lara, kendinden olmayanlara nefes aldırmıyor. Erkek devlet eliyle, iktidar eliyle hırsızlar, uyuşturucu baronları, çeteler, mafyalar hüküm sürüyor. Kahrolması gereken çürümüş düzenleri katledilen kadınların, kaybedilen çocukların bedenleri üzerinden yükseliyor!” dedi.
İstanbul’da katledilen kadınlardan bahseden Yıldız, “Semih Çelik isimli erkek İstanbul’da yaklaşık 1 saat içinde iki kadını katletti. Daha 19 yaşındaki Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner, kadınlara nefret kusan, kadın katliamlarına ön açan, ‘nasılsa devlet iyi hal ya da tahrik indirimi yapar’ sözünün rahatça kurulabildiği bu düzenin bir parçası olan erkek tarafından katledildi. Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner sadece katil Semih Çelik tarafından katledilmedi. Cezasızlıkla faillere ödül veren erkek yargı tarafından, kutsal aile yalanlarıyla kadını her alandan alıkoymak isteyenler tarafından, kadın düşmanı politikaları bir bayrak gibi taşıyan erkek devlet tarafından, sırtı sıvazlanan eril tahakküm tarafından, çocuklar öldürülürken araştırılmasına engel olan bu iktidar tarafından katledildi. Bu sistematik cinayetler karşısında yalnızca taziye görüntüleri veren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının “Siddet Uygulayanlara Yönelik Psikososyal Müdahale Modeli” adı altında kadın cinayetlerinin nedenlerini, faillerin psikopatolojilerine ya da madde bağımlılığına indirgeyen açıklamalarını da sözde çözüm modellerini de kabul etmiyoruz. Psikososyal çalışma, sistemli örgütlenen erkek şiddetini yok edemez. Yasaları uygulamak yerine ailelere, faillere psikososyal destek vermeyi vadetmek “Benim neden sokak ortasında öldürülme ihtimalim var?” sorusuna cevap vermiyor! Bir gün içinde değil birkaç saat içinde yaşananlar bu çürümüş, katliamcı düzenin en büyük göstergesidir.
Aynı gün bir kadın sokakta yürürken iki erkek tarafından taciz edildi. Dakikalarca süren tacizde saldırganlar önce elini kolunu sallayarak gitti. Gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Sosyal medya baskısı ile tekrar gözaltına alınan saldırganlar, ses çıkarılmamış olsaydı bugün sokakta dolaşmaya devam edecekti. Ama biliyoruz, bu erkek yargı bir süre sonra çetelere, katillere, mafyalara yaptığı gibi taciz faillerini de sokağa tekrar bırakacak. Kadınların katillerini koruyanlar, çocukların katliamı araştırılmasın isteyenler, faillerin yanında işbirlikçi olarak yer almaktan vazgeçmeyecek. Biz de bu çürümüş düzeninizle, erkek devlet şiddetinizle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Kadınların yaşamlarını kıskaca alarak, yok ederek kurduğunuz katliamcı iktidarınız yıkılana dek vazgeçmeyeceğiz!” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilenlerin yaşanan cinayetlerin sorumlusu olduğunu belirten Yıldız, “6284 yasayı etkin uygulamayanlar kadın cinayetlerinin sorumlusudur! Bir seferden birşey olmaz diyen siyasal erk kadın cinayetlerinin sorumlusudur! Rızası vardı diyenler kadın cinayetlerinin sorumlusudur! Gecenin geç saatinde sokakta ne işi vardı diyenler kadın cinayetlerinin sorumlusudur!
Bizler, katledilen kadınların adını bir an bile dilimizden düşürmeden bu öfke ve isyanla karşınızda durmaya devam edeceğiz.
Cinayet mahali haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için yakanızda olmaya devam edeceğiz. Uygulamadığınız yasalar yüzünden, istismarı aklayan, katilleri öven düzeniniz yüzünden, kana bulanmış ellerinizle tutunduğunuz koltuklarınız yüzünden hayatta olmayan her bir kadın, her bir çocuk, her bir LGBTI+ için karşınızda duracak bizleriz! Katlinde payınız olan kadınların yaşayamadığı her dakikası için düzeninize bir darbe daha vuracağız. Mücadelemiz özgürce yaşadığımız, sokaklarda güvenle yürüyebildiğimiz, evlerden, iş yerlerinden, kampüslerden tacizcileri, katilleri yok edeceğimiz, erkek devletinizi alaşağı edeceğimiz güne kadar sürecek” şeklinde konuştu.