KESK tarafından Sanat Sokağı’nda düzenlenen açıklamayı BES Kadın Sekreteri Elif Yıldız okudu.

Türkiye’de sistemden kaynaklı olumsuzluklara değinen Yıldız, “Dersim’de bu yozlaşmış sistemin en somut örneklerinden biri, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Seyfettin Özdemir’dir. Özdemir’in, İŞKUR üzerinden işe alınan kadınlara yönelik taciz ve sosyal yardım talebinde bulunan kadınları istismar ettiği iddiaları, halkımızın vicdanını derinden yaralamıştır. Çalışanları "şehit yakınıyım" diyerek tehdit ettiği haberleri ise, yalnızca bireysel bir ahlaksızlığı değil, aynı zamanda denetimsiz ve yozlaşmış bir yönetim anlayışını gözler önüne sermektedir” dedi.

Yaşanan durumu liyakatsiz atamalar ve kadrolaşmalara bağlayan Yıldız, “Devletin sosyal hizmetler gibi hayati alanlarda işlevsizleşmesine yol açan bu politikalar, halkın en savunmasız kesimlerini korumasız bırakmakta ve toplumsal değerleri yok etmektedir. İl Valisi’nin Özdemir’in görevden alındığına dair açıklaması, ilk bakışta olumlu bir adım gibi görünse de gerçekte halkın tepkisini yatıştırmaya yönelik samimiyetsiz bir girişimden öteye gitmemiştir. Basına yansıyan bilgilere göre, Özdemir görevden alınmamış; aksine Bingöl Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne araştırmacı olarak atanmıştır. Bu atama, liyakatsizliğin ve keyfi uygulamaların kurumsallaştığını açıkça ortaya koymaktadır. Etik dışı bu yaklaşım, yalnızca Dersim’de değil, tüm ülkede kamu kurumlarına olan güveni derinden sarsmakta ve halkı umutsuzluk içinde bırakmaktadır” diye konuştu.

Olayın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne yaklaşırken, kadına yönelik ekonomik şiddetin açık bir örneği olduğunu vurgulayan Yıldız açıklamasını şu sözlerle noktaladı: “Kadınların iş güvencelerinin ellerinden alındığı, ekonomik baskılarla istismara açık hâle getirildiği bir ortamda, toplumsal eşitlik ve adaletin sağlanması daha da zorlaşmaktadır. Seyfettin Özdemir’in uygulamaları, yalnızca bireylerin haklarına saldırmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren ciddi sorunlara neden olacaktır.

Dersim halkı, tarih boyunca adalet, dayanışma ve onurlu bir yaşamın savunucusu olmuştur. Ancak bugün, atanmış ve halkın değerlerine tamamen yabancılaşmış yöneticiler, bu kadim değerleri yok saymaktadır. Bunun yanında, yandaş sendikaların, kamu kurumlarındaki yöneticiler aracılığıyla emekçileri kendi sendikalarına üye olmaya zorladıkları, üye olmayanları ise çeşitli yöntemlerle baskı altına aldıkları bir düzen oluşturulmaktadır. Sendikacılığın bağımsız bir emek mücadelesi alanı olması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Kamu görevlilerinin sendikal sorumluluklarını suiistimal ederek idari güç kullanması kabul edilemez. Bu tür uygulamalara karşı yasal ve demokratik tüm haklarımızı kararlılıkla kullanacağımızı ifade ediyoruz.

KESK Dersim Şubeler Platformu olarak, bu olayın üzerinin kapatılmasına asla izin vermeyeceğimizi ve bu mücadelenin yalnızca bir kişinin hesap vermesiyle sınırlı olmadığını belirtmek isteriz. Bu, halkın iradesini hiçe sayan, yozlaşmayı sistematik hâle getiren ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren düzenin tamamen değiştirilmesi mücadelesidir. Dersim halkı ve tüm emekçiler, şeffaf, adil, toplumsal cinsiyet eşitlikçi ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını hak etmektedir. Bu anlayışın yerleşmesi için kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.”