Seçme ve Seçilme insani bir haktır.
31 Mart’ta yapılan seçimler; Yerel Seçim olarak algılansa da esasında yerel yönetimler olarak ele almak gerekir. Köy, belde, ilçe ve il başta olmak üzere 5 yılda bir toplum sandık başına gidiyor.
Ekonomik, sosyal ve kültürel, hizmetlerin organize edilmesi amacıyla yapılır yerel seçimler. Halk yaşadığı coğrafyanın zenginliklerini ve hizmetin nasıl yapılması gerektiği konusunda seçme ve seçilmek üzere sandık başına gider. Burada bir demokrasi, en azında burjuva demokrasisi gereği, gizli oy kullanılır, açık sayım yapılır. Toplum, kendi adaylarını bu yöntemle belirler.
Biz buna demokrasi yarışı da diye biliriz. Ama velakin, dikta rejimlerde genelde bu söylediklerimiz, demokrasiye aykırı yürümektedir. Çünkü, rant var orta yerde!
Yıllardır AKP, il ve ilçelerde belediyeye ait yerleri sadece kendisine ve cemaatlere peşkeş çektirdi.
AKP, yıllardır ülkeyi sadece kaosa sürüklemedi aynı zamanda da fakir fukaranın haklarını da gasp etti.
AKP’ye karşı en ciddi muhalefeti, Deniz Baykal dönemini saymazsak, CHP yürüttü. Elbette ki, bundaki en büyük pay CHP’nin başına geçen sevgili Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi idi.
Sevgili hemşerimiz Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde yürütülen muhalefet sürecinde bereketli Anadolu topraklarına tohum ekildi. Bu tohum, bugün yeşerdi ve meyvelerini topluyor CHP.
Yine belirtmekte fayda var; CHP, çok partili döneme geçtiği günden bu yana bu kadar başarı kazanmadı!
Politik esneklik, siyasi manevralar ve genel hedefi yakalamak için büyük taktiksel siyaset gütmek gerekir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nda bu öngörü vardı. Çoğu anlayamadı ama bugün İmamoğlu dahi sevgili Kemal Beye teşekkür edebiliyor.
CHP, AKP’nin 1990’lardan bu yana yönettiği yerel yönetimleri, MHP’nin kale saydığı bölgeleri ve diğer partilerin tümünü hüsrana uğrattı.
Bu başarıda elbette en büyük pay Kılıçdaroğlu’na aittir. Hakkını teslim etmek gerekir.
Devletin en üst makamı olan cumhurbaşkanı başta olmak üzere bakanlar, vekiller toplandılar İstanbul’da.
Neden?
CHP’nin elinden Büyükşehir Belediyesini almak için.
İmamoğlu, bütün bu topyekûn saldırılara karşı tek başına yürüttüğü çalışmalar sonucunda İstanbul’u yeniden kazandı.
Bu kazanımda Canan Kaftancıoğlu’nun daha önceki çalışmalarını unutmamak gerekir. Keza, Kılıçdaroğlu ve Kaftancıoğlu’nun ciddi muhalefeti CHP’yi bugünlere taşımıştır.
Ekrem İmamoğlu’nu, Kılıçdaroğlu ve Canan Kaftancıoğlu’nun bir siyasi tespiti sonucu İBB’de görevlendirildiğini unutulmamalı.
Bu seçimde halk iradesini CHP’den yana kullandı.
-17 Milyon insanın rızasını almayı başardı.
-14 büyük şehir belediyesini halk CHP’ye teslim etti.
-Toplamda ise 420 belediyeyi kazandı.
Fevkalade büyük bir başarı
Sonuç olarak;
31 Mart yerel seçimlerinde Türkiyeli halklar kazanmıştır.
CHP kazanmıştır.
Kürt illerinde ise; DEM Parti kazanmıştır.
Ali Kadir Tanrıverdi
