Mevsim sonbahar, yapraklar dökülüyor tutam tutam
Ormanı sardı bir heyecan, bir telaş; ormanda matem
Bahçemde sarardı soldu güller, karardı dünyam
Nerede o baharın güzelliği, nerede o baharda açan güller.
Ağaçları sardı kışın korkusu, kışın heyecanı
Gönüllere çökmüş dağların sisi, dağların dumanı
Yok artık o sıcak günler, hüzün sardı her yanı
Bir yıl daha yaşlandığımızın resmidir ormandaki.
Nerede yaz geceleri ormanı inleten o cırcır böcekleri
Nerede baharda her tarafı süsleyen o yaban çiçekleri
Nerede daldan dala uçan renk renk monark kelebekleri
Hepsi hepsi yas içinde hiç bir ses yok onlardan artık.
Havalar soğudu kış kapıda, havada kar kokusu
Bir sene daha geçti, değişti doğanın rengi, dokusu
Buna ne insan dayanır ne de orman doğrusu
Sarardı soldu dağlar taşlar, viran oldu gül bahçesi.
Gözyaşlarım sel oldu doldu taştı dereler
Ne de çok çabuk geçiyor günler ve seneler
Beşikte bıraktığım kızlar gelin oldu birer birer
Yardan diyarda uzak gurbette geçti bir ömür.
Bülbüller yas içinde, sarardı soldu gül bahçesi
Ağlaya ağlaya artık kurudu gönlümün çeşmesi
Nedir bu aşkımın, bu sevdamın bahanesi; cilvesi
Sıladan uzak gurbet ellerde terk etti gitti beni.
Her geçen sene ömürden dökülen bir yaprak
Bu güzel alem, bu güzel doğa, bu kutsal toprak
Bizi sevgi ile bizi aşk ile besledi, bize açtı kucak
Onu sevdik bir anne gibi bir yar gibi bir vatan gibi.
Özlem içinde, hasret içinde geçiyor günler ey yar
Yıllar yılı seni aradım peşinden gezdim diyar diyar
Elbiselerim ıslandı yaşta yağmurda başıma yağdı kar
Ne yollar bitti ne de içimde alev alev yanan sevda.
Giden günler ömürdendir bir daha asla geri gelmez
Kıymetini bilin her günün son pişmanlık fayda etmez
Ömür dediğin sayılı günlerdir sanma ki hiç bitmez
Değerini bil hayatın har vurup savurma bozuk para gibi.