https://www.dersimekspres.com/files/uploads/user/f71ef81c662b98784acdb1b0ff00b818-f1b892eb298633d3b76f.jpg
Ali Kaya

SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI

26-06-2023 17:26 2781 kez okundu.

Sosyal Devlet kavramı 19. yüzyılda insanlığın zorunlu deneyimleri sonucu ortaya çıkmıştır. Toplumun zayıf halkalarını güçlü halkalarından koruyan bu anlayış, yurttaşlarına asgari gelir güvencesini sağlayan, onları toplumsal risklere karşı koruyan, güvenlik, eğitim, barınma gibi temel hizmetleri sunan devlet anlayışıdır.

Bireylere ve ailelerine asgari bir düzeyde gelir garantisi sağlayan, kişilerin belirli sosyal risklerin (hastalık, yaşlılık, işsizlik vb.) üstesinden gelmelerinde onlara yardımcı olan, sosyal refah hizmetleri aracılığıyla, tüm yurttaşların iyi yaşam koşullarına sahip olmasını sağlayan, toplumun en zayıf halkasını (işsiz, hasta, kimsesiz gibi) korumak için kamu gücünün kullanan sosyal devlet anlayışı, 21. yüzyılda sorumluluk ve görevlerini daha da genişlemiş ve ilerletmiştir. Bireysel özgürlüklere, insan onuruna yaraşır bir yaşam gibi ki bu anlayış gelişmiş ülkelerde işlemektedir.

Sosyal devlet anlayışı zedelendiğinde, zenginle yoksul arasındaki uçurum giderek derinleşir, toplumsal doku zayıflayıp parçalanır, yoksullar toplumsal risklere (mali, sosyal vb.) karşı daha savunmasız kalır. Dolaysıyla toplumun temel bağları (komşuluktan yurtseverliğe, "komşu açken tok uyuyamama" gibi insani anlayış vb.) gevşer, aşınır ve sonunda geride bir değer kalmaz.

Günümüzde bu süreci yaşıyoruz. Dünyada ekonomi büyürken, birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Sözgelimi, eğitim, sağlık, hukuk, kamusal ilişkiler, iklim sorunu, su sorunu, temiz hava sorunu, çevre sorunu, ekonomi sorunu, işsizlik vb. gibi saymakla bitmez bir sorunlar yumağı da önümüzde duruyor.

Bugün Türkiye'de siyasallaşan İslam, aydınlanmanın önüne geçmiştir. İnsan aklını hiçe sayan iktidar, bireysel, toplumsal ve siyasal yaşamı etkilemektedir. Siyası iktidar, aşırılık tabanlı selefilik, Vehhabiler gibi aklı ve bilimi dışlayan akımların etkisine girmiştir. Siyasi iktidarın ideolojik aygıtı ise, eğitim sistemidir. Eğitim sistemini ele geçirmek, dini siyasi amacı için kullanarak siyasi iktidarını pekiştirmektir. Bu anlayış sosyal devlet anlayışıyla taban tabana zıttır.

Sosyal devlet ekonomiden, bireysel özgürlüklere, işsizlikten istihdam yaratmaya, barınma sorunundan, eğitim hakkına, adaletten hukuka, iklim sorunundan turizme, kültürel haklardan, yerel yönetim anlayışına birçok alanda yapması gerekenleri yerine getiren devlettir. Sosyal devlet neler yapabilir? Sosyal devlet refah devletidir. Ülke içerisindeki toplumun refah düzeyini yükselten devlettir.

Sosyal devlet, ahlak, adalet ve güvenliği görev edinmiş olan devlettir. Bir toplumdaki vatandaşların refahını istenilen düzeye çıkarmayı hedefler. Fırsat eşitliği, asgari yaşam koşulları ve demokrasiyi tüm kuralları ile işlevsel olarak sürdürmeyi amaçlar.

Görüldüğü gibi Türkiye’de demokrasinin işlevsel hale gelmesi nitelikli, laik demokratik eğitim sistem seviyesinin yükseltmesi, ülkede hak, hukuk, adaletin hakim kılınması, güvenliğin sağlanması, ahlak erozyonunun önlenmesi, kökten dinsel eğitim modeli yerine laik, demokratik ve üretim için eğitim modelini yaşamsal hale getirmekle mümkün olur. Demokratik eğitim kalitesinin artırılması ancak, sosyal demokrasi işlevsel hale gelebilir.

Tüm bu sosyal devlet ilke ve amaçları yerine getirilirse Türkiye’de, barış ve huzur sağlanır.

Neler Söylendi?

Aliihsanfakir

Bu gün ülkemizde sosyal devlet ve demokratik devlet anlayışı varmıdır sorgulamak lazım dün ve bugün 100 yıllık devletimizde

Adı demokratik olan ama iş icraate geldiğinde gereğini yapmayan insanlara sosyal haklarını vermeyen devlet anlayışı

Bunu gerek afetlerde gerek hak dağılımında defalarca gördük

Devleti yönetenlerin neci olduğu önemli değil sistem yöneticileri olmasından dolayı

Kimi radikal söylemlerle kimi sosyal söylemlerle kimi milliyetçi söylemlerle bu ülkeyi yönettiler . 10 ay önce