Beni bilenler bilirler. Ben, son sözümü ilk söyleyenlerdenim.
Söz konusu Dersim ya da Kızılbaş-Alevi olunca bütün varlığımla oradaki olumlu olan her şeye katılırım. Bütün dostlarım bunu bilirler.
Şixmemed aşiretini iyi bilenlerdenim. Fazla tarihi karıştırmadan Çiçekli, Çılga, Xeç, Ox, Ko ve daha birçok çevre köy ve mezradan oluşan bir bölgede CEM evi inşa edilmektedir. En çok sevinenlerden biri de benim.
Dem-Sır’ın öncülük ettiği etkinliğe yarın katılacağız. Emeği geçen bütün dostlara şimdiden teşekkür ederim.
Her köy kendi ayaklarının üzerine dikilir ve sorunlarını çözerek birleşirse; o vakit mutlaka Kızılbaş-Aleviler, dolayısıyla Dersim kazanacaktır.
Lakin unutmamak gerekir ki; geçmişin değerleri üzerinde, geleceği inşa etmeliyiz. “Geçmişi olmayanların geleceği de olamaz…” anlayışını benimsiyor ve doğru görüyorum.
Biz Kırmancız, inancımızı da JAR’dan alırız. Yani doğadan alırız inancımızı ve de kültürümüzü. Bundan ötürüdür ki; yapacağımız her şey özüne uygun olmalı…
Dostlarımıza çağrım şudur; CEM Evlerimizi, sadece ve sadece hastane morgu olarak göremeyiz ve öyle de ele alamayız. Biz o merkezlerimizde ölen her bir canımızı uğurlarken dahi doğa ile insan ilişkisini anlatmalıyız.
Kur’an-Kerim, komşu halklarımızın inancıdır. Hâkim inancın biz Kızılbaşlara yaşatılanlardan ötürü korku ve yok olma korkusundan ötürü bazı CANLARIMIZ, kendini koruma amaçlı -Müslümanız- zihniyetini kuşanmışlardır. Bu doğru olmadığı gibi aslının da inkarıdır.
-Biz, Camiye giden inançlardan değiliz.
-Ramazan Orucunu tutmayız
-Namaz Kılmayız
-Hacca gitmeyiz
-Zekat vermeyiz
“Allah rızası için, bir miktar para ya da malın yoksula veren…” inançtan asla değiliz.
Sanırım konuyu çok dağıttım amma ve lakin bunların tümü birbirine bağlıdır.
Yazının özüne dönersem,
CEM Evlerimizin, kültür evleri olduğunu belirtmek istiyorum. Yapacağımız o, kültür ve inanç evleri sadece ve sadece “ölüleri” kaldıran mekanlar olmamalıdır.
Biz Kızılbaş-Kırmançların; dili, kültürü, inancı varlık ile yokluk arasında bir süreç yaşıyor. Bütün aydın ve yazarlarımız yıllardır bunu haykırmaktadırlar. Her bir Dersimli keza bu aciliyetin altını çizmektedir.
JAR’larımızı ve JAR’dan edindiğimiz kültürümüzü esas alınan CEM Evleri inşa etmeliyiz…
Kültür ve inanç merkezleridir CEM Evlerimiz.
Sadece ölenleri uğurlayan mekanlar değil. Böyle de algılanmamalıdır.
Ölen her bir Canımızı uğurlarken dahi kendi kültürümüz ile uğurlamalıyız.
Son vazifemizi de kendi dilimiz ve kültürümüzle yapmalıyız.
Benim meramımı anlayacağınızı umuyor… Başarılar diliyorum
Ali Kadir TANRIVERDİ