Tunceli Merkez Toplum Sağlığı Merkezi’nde görevli Uzman Dr. Gülnaz Ulusoy, kedi, köpek ısırıkları, kuduz hastalığı ve kuduz aşısı hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Kuduzun insanlık tarihinin en eski hastalıklarından biri olduğunu ifade eden Uzman Dr. Ulusoy, “Ülkemizde kuduza yakalanmak ihtimali olan hayvan türleri kedi, köpek, sığır, koyun, keçi, at, eşek gibi evcil hayvanlar ile birlikte kurt, tilki, çakal, domuz, ayı, sansar, kokarca, gelincik gibi yaban hayvanlarıdır. Türkiye’de hayvan türlerine göre 1997 ile 2017 yılları arasında tespit edilen kuduz vakaları en fazla sırasıyla köpek, tilki, sığır, koyun, keçi ve kedilerde görülmüştür” dedi.
Dünyada her yıl yaklaşık 59 bin kişinin kuduz nedeniyle yaşamını yitirdiğini kaydeden Dr. Ulusoy, “Vakaların çoğu Asya ve Afrika ülkelerinde görülmektedir. Ülkemizde yılda ortalama bir veya iki kuduz vakası görülmektedir” diye konuştu.
AŞI, YÜZDE YÜZ ETKİLİ
Kuduzun ölümle sonuçlanan hastalık olmasından ötürü korunma yaklaşımlarının hayat kurtardığına vurgu yapan Dr. Ulusoy, “Kuduz riskli teması olanlara temas sonrası aşı uygulanmalıdır. Erken ve önerilere göre uygulanan temas sonrası aşı yüzde yüz etkilidir. Kuduza yakalanma ihtimali olan hayvanların ısırıkları yeri ne olursa olsun kuduz için risk oluşturur. İnsan vücudun herhangi bir yerinde bulunan açık yaranın salya ile teması ve hayvanın tırmalaması kuduz riskli temas olarak kabul edilir. Temas sonrası aşılamaya olabildiğince erken başlanmalıdır. Aşılamada, temasın olduğu ilk gün sıfırıncı gün olarak kabul edilmektedir. Sıfırıncı, üçüncü ve yedinci günde bir doz ile 14 ile 28. günler arasında birer doz olmak üzere toplam 4 doz aşı uygulanır. Ya da yine sıfırıncı günde 2 doz, 7 ve 21. günlerde birer doz olmak üzere 4 doz aşı uygulanır. Önceden aşılanmış olanlar için tekrar kuduz riskli teması olursa daha önce herhangi bir nedenle tam doz aşılaması yapılan sağlıklı kişilere geçen süreye bakılmaksızın belgeyle kanıtlanmış kuduz antikor titresi yeterli bulunanlara; daha önceden en az iki aralıklı doz yapılmış olan ve bunu belgeleyen immün sistemi normal bireylere sıfır ve üçüncü günde olmak üzere topam2 doz aşı yapılır” şeklinde konuştu.
AŞI GEREKTİRMEYEN DURUMLAR
Temas sonrası kuduz aşısı gerektirmeyen durumlardan da bahseden Toplum Sağlığı Merkezi’nde görevli Uzman Dr. Gülnaz Ulusoy, “Ülkemizde ve dünyada güncel verilerle fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, tavşan, yabani tavşan ısırıklarında insana kuduz geçişi gösterilmemiştir. Bu nedenle hayvan sağlığı ile ilgili kurumlar özel bir veri bildirmedikçe bu tür hayvan ısırıklarında aşı gerekmez. Yine güncel verilerle ülkemizde eve giren yarasaların ısırığı veya evde yarasa bulunması durumunda yine soğukkanlı hayvanlar olan yılan, kertenkele, kaplumbağa gibi hayvanlar tarafından ısırılma ile kümes hayvanı ısırıklarında aşı gerektirmez. Sağlam derinin yalanması, hayvana dokunma veya besleme aşı gerektirmez. Bilinen ve halen sağlam bir kedi veya köpek tarafından on günden daha önce ısırılma veya temas durumunda aşı gerekmez. Daha sonra kuduz olduğu anlaşılan bir hayvanı beslemiş olmak, sağlam derinin hayvanın kan, süt, idrar veya dışkısıyla temas etmiş olması; pişmiş etini yemek, kaynatılmış veya pastörize edilmiş sütünü içmek veya bu sütle yapılan süt ürünlerini tüketmek aşı gerektirmez. Kuduz hastasına rutin bakım yapan, riskli teması olmayan sağlık personeline aşı gerekmez. Kedi temaslarında çıplak derinin hafifçe sıyrılması yani deri altına geçmeyen yaralanmalar, kanama olmadan küçük tırmalama veya zedelenme şeklinde yaralanmaya sebep olan durumlarda aşı gerekmez. Son 6 ay içinde tam doz kuduz aşısı uygulanmış kişilerde aşı gerekmez” dedi.
Kuduz riskli temasta en önemli adımın yara bakımı olduğunu dile getiren Dr. Ulusoy, “İyi bir yara bakımı kuduz virüsü geçişini azaltmadaki en etkili yöntemdir. Mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Tam yaralanmalarda yara yeri derhal bol akan bir su ve sabunla iyice yıkanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Dr. Ulusoy, herhangi bir riskli hayvan ile temas sonrası hastaneye gidilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.