Sanat Sokağı’nda bir araya gelen KESK üyeleri, “Adalet, Hukuk ve Demokrasi İçin Mücadelemize Devam Edeceğiz” pankartı açtı.

Burada grup adına açıklama yapan Eğitim Sen Dersim Şube Sekreteri İlhan Öner, Türkiye’de temel hak ve özgürlükler konusundaki sicilin giderek tartışmalı hal alırken birçok kesimin yoğunlaşan kısıtlamalar ve keyfi uygulamalarla mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi.

Son zamanlarda ülke çapında yaygınlaşan gözaltı, tutuklama ve yasaklamalara tepki gösteren Öner, “Bu hukuksuz dalga Eğitim Sen Dersim Şubesi Kadın Sekreteri Rojda Çiftçi arkadaşımızı da hedef almıştır. Arkadaşımız hakkında açılan dava, bir tanığın şu ana kadar yüzlerce farklı dosyada yüzlerce farklı kişiyi suçlaması ve üzerlerine ifade vermesi üzerine başlatılmıştır. Büyük bir adaletsizlik örneği olarak arkadaşımıza 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmiştir. Oysa aynı tanığın ifadeleri ile açılan benzer sayısız dosya çok değil, birkaç ay öncesine kadar takipsizlikle sonuçlanmaktaydı. Somut bir delile dayanmayan, yalnızca tanık beyanlarına dayandırılan bu karar, yargı mekanizmasının bağımsız ve tarafsız olması gerekirken siyasi ve keyfî uygulamalara açık hâle geldiğini açıkça göstermektedir.

Dosyada birbiriyle çelişen, kolaylıkla çürütülebilecek tanık iddialarının esas alınması, yargının hukuka değil keyfiyete dayandırıldığını kanıtlar niteliktedir. Hukuki güvenliğin yok sayıldığı böyle bir karar, yalnızca arkadaşımızın değil, toplumun tamamının adalet duygusunu zedelemektedir. Arkadaşımızın aldığı ceza, hem günlük yaşamında hem mesleki ve ailevi sorumluluklarında ağır bir yük oluşturmakta, benzer mağduriyetlerin artabileceğine dair kaygıları da körüklemektedir” dedi.

Yaşanan tablonun toplumun farklı kesimlerindeki endişeleri derinleştirdiğini, geleceğe dair umutlarını gölgelediğini kaydeden Öner, “Verilen bu ceza, yalnızca bir bireyin değil; sendikal haklarını savunan emekçilerin, kadın hakları için mücadele edenlerin ve demokratik kazanımları korumaya çalışan herkesin cezalandırılması anlamına gelmektedir. Kamu emekçilerinin sendikal haklarına yönelik hukuksuz ihraçlar, keyfî tutuklamalar ve artan baskılar, toplumsal dayanışmayı da hedef almaktadır. Özellikle kadınların hak talebinde bulundukları her alanda yükselen bu tür sindirme politikaları, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine ağır zararlar vermektedir.

KESK Dersim Şubeler Platformu olarak, bu süreçte maruz kaldığımız adaletsizliğe karşı sessiz kalmayacağımızı, hukukun üstünlüğü ve temel haklarımız için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi vurguluyoruz. İnsan hakları örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini ve tüm emekçileri ülkenin içinde bulunduğu hukuksuzluğa karşı dayanışmaya çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki, adil bir yargı sistemi ve özgür bir toplum, ancak toplumsal dayanışmanın güçlenmesi ve hak mücadelesinin ortaklaştırılmasıyla mümkündür.

Arkadaşımızın yanında olmaya, adalet ve özgürlük talebimizi her alanda yükseltmeye devam edeceğiz!” diye konuştu.