Dersim Son Dakika Haber - Dersim Ekspres Gazetesi
HV
04 ARALIK Pazartesi 13:19

ÜÇ KAFADAR (Biz Kimiz?)

ÜÇ KAFADAR (Biz Kimiz?)

KÜLTÜR - SANAT
Giriş Tarihi : 04-04-2023 09:49
ÜÇ KAFADAR (Biz Kimiz?)

Metin Hocayı (Metin Karas); Maltepe’de uzun yıllar ikamet eden özellikle de ilköğretim ve ortaöğretim çağında çocuğu olan neredeyse herkes tanır. Uzun yıllar Ataköse oğlu, Turgay Ciner ve daha birçok okulda görev yaptı. Hala da yapıyor.

Metin Hoca’yı sahilde yürüyüş yapan insanlar da tanır. Fırsat buldukça sabah akşam sahile iner yürüyüş yapar. Çoğu zaman yalnız yürür. Elleri kolları hep havadadır, tahtaya bir şeyler yazıyormuş gibi hareketler yaparak ve de sürekli mırıldanarak Kartal-Bostancı sahil bandında yürür. Onu yakından tanımayanlar tahtası eksik zannedebilir.

Metin Hoca, matematik öğretmenidir. Yürür iken elleriyle tahtaya yazıp çizdiği matematik problemleridir.

Maltepe’de birçok başarılı çocuğu o yetiştirmiştir. (özellikle Matematikte) Sevgili kızım Av. Nergis Berfin Kurtulmaz’ın da ortaokul öğretmenidir. Öğrencilerinin çoğu İTÜ, Boğaziçi, ODTÜ gibi üniversitelerden mezun olmuştur.

Metin Hoca’nın bu işine olan düşkünlüğü ve de aşırı dürüstlüğü hep başına bela olmuştur. Mesela karısı dayanamayıp onu terk etmiş. Metin Hoca, iki küçük çocuğunu da başarıyla büyütmüş. (Kızı İTÜ’de, oğlu Atatürk Fen Lisesi’nde okumaktadır.) Doğrusu nasıl her şeye yetişiyor anlayamıyorum. Çocuklarına hem babalık hem de analık yapıyor.

Geçen gün yürüyüşte karşılaştık; nasıl olduysa Metin Hoca problem çözmeyi bıraktı ve birlikte uzun bir yürüyüş eşliğinde sohbet ettik. Metin Hoca, anlattıkça çocukluğumuza, Anadolu’ya Dersim’e; dağlarımıza, kasabalarımıza gidip gidip geldik. Birçok anıyı bugün imiş gibi yaşadık. Birçok büyüğümüzü andık.

Metin Karaş, Hayri Kurtulmaz, Ali Baran, Nurettin Keleş, Metin… Cafer Keşkek. Ve isimlerini hatırlayamadığım birçok değerli insan Hozat Lisesi’nin bizden önceki (73-80 dönemi) mezunları. Her biri kendi alanında değerli ve önemli insanları ( Bazıları ne yazık ki genç yaşta aramızdan ayrıldı. Hayri Kurtulmaz gibi) hepsinin ülkesi ve insanları için büyük iddiaları, ütopyaları, aşkları vardı ve hepsinin bir de özel de Dersim sevdaları vardı/var.

Metin Hoca’dan bir anekdot:

Metin Koca (Karas), Hayri Kurtulmaz, Ali Baran yakın arkadaş. Üç kafadarlar. Henüz ortaokul ikinci sınıflar yaklaşık 45 yıl önce.

Köylü çocukları, aileleri çalışkan ancak yine de yoksullar. Köyden erzaklarını getirir kasabada ev tutar o koşullarda okurlar.

O yıllarda çorba 25 kuruş, ekmek 10 kuruş, çoğu zaman çorba içecek paraları yoktur. Babalarının altı aylık için verdiği para yüz (100) TL’dir Onu çok idareli kullanmak zorundalar. Zira karların erimesi altı ayı alacaktır özellikle Haçeli iç Dersim’de çok uzaktadır. Çok da kar yağar. Bu nedenle Hayri’nin durumu daha hassastır.

Bir gün Metin çarşıda gezerken poşete sarılı bir kese bulur; ayağı ile bir yoklar bakar ki içinde bir şeyler var. Açar bakar; içinde tamı tamına 450 TL. Şok olur, çok sevinir.

Bu para bana okul boyunca yeter, bir yatırım bile yapabilirim. Zengin bile olabilirim” diye tatlı hayallere dalar. Hayallerinden sıyrılınca da kafadar arkadaşlarına koşar. Parayı pantolon cebine koymuş üstünde de sıkı sıkıya tutmaktadır. Hayri sorar:

Nedir o sıkı sıkıya tuttuğun?

Metin, Sus sessiz konuş!

Hayri, Hayrola nedir o sıkı sıkıya tuttuğun?

Metin; büyük para buldum.

Ali, Allaaaaa yaşadık.

Epey bir süre hayaller kurarlar. Parayı Metin bulmuştur ancak hayaller ortak. Ayrı gayrıları yoktur. Her şeyde birlikte, her şeyde beraberler; bir tek yavukluları ayrı.

Epey dolanır, epey de hayal kurarlar.

Bu çok paradır. Büyük paradır. Kim bilir kim düşürdü. Kayıp eden şimdi ne yapıyordur. Biz seviniyoruz ancak kayıp eden şimdi çok üzülüyordur. Zaten bizim bu Hozat’ta çok zengin de yoktur. Belki de bizim babamız gibi bir köylü düşürdü, çocuklarının bu yılkı rızkıydı belki. Bugün Pazartesi belki de bir köylü amca düşürdü.

Hayri, o halde ne yapmalıyız?

Metin, sahibini bulup vermeliyiz.

Ali, ülen siz kafayı mı yediniz. Bu para bize okul hayatımız boyunca yeter.

Nihayet Ali’yi de ikna ederler. Para sahibine verilmeli ama nasıl?

Hayri, bu kasabanın en güvenilir adamı kim?

Metin, kim?

Hayri, Belediye reisi.

O zamanlar öyle.

Metin, he valla.

Para, Metin’in cebinde. Metin’in eli sıkı sıkıya paranın üstünde. Üç kafadar eski belediye binasının yolunu tutarlar. Koridorda şapkası ters dönmüş, kaygılı, üzüntülü bir durumda turlayan amcayı geçip reisin sekterine varırlar.

Sekreter hanım, buyurun çocuklar kafadarlar.

Reisle görüşeceğiz.

Sekreter hanım, niye ki?

Kafadarlar, Ma sana söyleyemeyiz, reise söyleriz.

Bir hayli didişmeden sonra sekreter hanım üç kafadarı reisin huzuruna çıkarır.

Reis, buyurun çocuklar, konu nedir?

Kafadarlar, reis bey biz çarşıda para bulduk o parayı getirdik. Sen, sahibinin bulur verirsin diye.

Reis, verin bakayım ne kadar para.

Kafadarlar, biz saydık tamı tamına 450 kaime ahaa.

Reis keseyi açar, sayar. Gerçekten 450 TL vardır. Reis, ani bir hareketle ayağı fırlar; kapıya koşar.

KEMAL AMCA, KEMAL AMCA, gel gel paran bulundu.

KEMAL AMCA (Kemo Amca) parayı alır sayar cebine koyar. Başlar ağlamaya.

Çocuklar, Allah sizden razı olsun. Ne muradınız varsa ise versin. Bu yılkı mahsulümü satmıştım bütün varlığım bu para. Bulmasaydınız çocuklarım aç kalırdı. Bu konuşmadan sonra herkes ağlar.

Reis, üç kafadarı gözlerinden öper.

Aferin çocuklar. Bir Dersimli böyle olmalı. İnanıyorum ki siz okuyup büyük adam olacaksınız.

Biz okuduk, belki büyük adam olmadım ama adam olduk, olmaya çalıştık. Metin hoca olduk. Hayri Kurtulmaz olduk. Ali Baran olduk. KEMAL AMCA olduk. Şimdilerde birileri biz Mazlum Dersimlilere vurdukça vuruyor. Haramzadelerle bizi karıştırıyorlar. Hakka hizmet edenlerle, halka zulüm edenleri karıştırıyorlar. Metin Hoca’nın şahsında kınıyorum.

VEYSEL KURTULMAZ

Veyselkurtulmaz@hotmail.com

Dersim EkspresDersim Ekspres

YORUMLAR