Dersim Son Dakika Haber - Dersim Ekspres Gazetesi
HV
02 MAYIS Perşembe 20:23

AVCILIK SPOR DEĞİL, SUÇTUR

Çetin Düzce
Çetin Düzce
Giriş Tarihi : 03-02-2023 08:41

Yaşadığımız yüzyıldan geçmişe bakıldığında, hak ve özgürlükler sorunu olarak İnsan Haklarının tohumlarının iki bin yıldan daha uzun bir geçmişe sahip olduğu söylenebilir. Fakat insan haklarının modern anlaşılış biçimi ve bunun pozitif hukukta metinlerde ifade edilişi, sadece iki yüzyılı biraz aşkın bir döneme denk gelir. Çevre hakkının bir insan hakkı olarak geçmişi ise, otuz yılık zaman dilimi ile sınırlı olsa da son dönemlerde diğer canlıların yaşama hakkı da savunulmaktadır.

Geleceğe yönelik olarak insanların, canlıların ve doğanın sahip olduğu hakların en temeli var olma hakkı tehdit altında bulunduğu sürece çevre hakkının 21. Yüzyılın başlıca hatta en önemli hak olacağı kesindir.

Toprağa ve suya atılan, atmosfere yayılan tehlikeli atıkların çeşitliliği ve çokluğu, artan bir kirliliğe sebep oluyor. Bilinçsizce ve vahşice yapılan avlanmalar, hayvan türlerinin yok olmasına ya da azalmasına, yine çıkan yangınlar, kurulmak istenen hidroelektrik santralleri, barajlar, maden aramaları, taş ocakları, kum ocakları gibi doğaya ve çevreye onarılamaz tahribatlar veren girişimler dünyada ve ülkemizde gündemdeki yerlerini korumaktadırlar...

Türkiye sınırları dahilinde bugüne kadar 46 adet milli park ilan edilmiştir. İlan edilen mili parklardan biri de Munzur Vadisi Milli Parkı’dır. Munzur Vadisi Milli Parkı; temel kaynak değerleri, peyzaj, florastik ve faunastik zenginlik bakımından ender ve mükemmel önemli bir doğa alanıdır. Munzur Havzası’nda uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucu takriben 2000'e yakın flora türü saptanmıştır. Bu bitki türlerinin yaklaşık olarak beşte birinin endemik olduğuna dair veriler bulunmaktadır. Anılan bitki çeşitliliği bazı Avrupa ülkelerindeki çeşitliliğe eşdeğer veya çok daha fazladır. Bölgede Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi, Yaban Keçisi, Ur Keklik, Kaya Kartalı, Yaban Domuzu, Kurt, Boz Ayı, Kızıl Tilki, Yabani Tavşan, Kaya Yedi Uyuru, Vaşak, Sansar, Porsuk, Su Samuru gibi hayvanlar habitat bulmakta olup Anadolu Parsı’nın bölgede yaşadığına dair işaretler de bulunmaktadır. Keza, dünyada sadece Munzur Vadisi Milli Parkı'nın temel kaynak değeri Munzur Irmağı'nda habitat bulan endemik bir Alabalık türü de bulunmaktadır: "Munzur Alası"... Munzur vadisi Milli Parkı, Alevilik inancı bakımından son derece büyük bir önem arz eder. Başta Munzur Irmağı olmak üzere Halvori Gözeleri, Anafatma gibi pek çok kültürel ve inançsal alanı da barındırmaktadır. Türkiye'nin de tarafı bulunduğu Dünya Kültürel ve Doğal Miras Koruma Sözleşmesi hükümlerine göre Munzur Vadisi Milli Parkı'nın Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınması gerekmektedir.

Bir alanın Dünya Miras Listesi’ne dahil edilebilmesi için Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen olağanüstü evrensel değerini ölçen 6 kültürel ve 4 doğal kriterden en az birini karşılaması gerekmektedir ki bu kriterler burada vardır.

Tunceli-Dersim coğrafyasının sahip olduğu kendine özgün bir durum vardır. Bakıldığında, bu coğrafyada inanç bağlamında kendisine has bir özellik oluşmuştur. Farklı etnik ve dinsel kökenli insanların yıllarca sorunsuz bir şekilde birlikte yaşaması karşılıklı kültür alışverişini doğurmuştur. Bölgenin inanç olarak doğa inancına sahip olması daha sonraları seyitlerin yöreye gelmesiyle ve 20. Yüzyılda ulus devlete dahil olmasıyla kendisini kutsal mekan olarak adlandırılan mağaralardan, su kenarlarından alıp “cem evi” olarak inşa edilen ibadethanelere bırakmış olsa da, doğaya olan sevgiyi, saygıyı ve kudsiyet duygusunu Dersim halkından ayırmak mümkün olamamıştır. Bundan dolayıdır ki gerek bereketiyle, coşkusuyla Munzur Gözeleri ve çayı gerekse de heybetiyle koruculuğuyla da Düzgün Baba Dağı bu yörede önemini asla kaybetmeyen ve ziyaretçilerin ilgi duyduğu birer kutsal alandır. Onun içindir ki yörede dağlar, ağaçlar, tepeler akarsular, kayalar, dağ keçileri, yılanlar, kuşlar, balıklar v.b. özetle cansız ve canlı varlıklar, inanç öğesi olarak kutsal mekan ve kutsal canlılar algısının somutlaştırıldığı çeşitlilik gösteren objeler ve mekanlardır ve bunlar Dersim halkının itikadın da önem arz etmektedir. Geçmişten günümüze bu halkın kendi inancı dolayısıyla canlılara karşı bir duyarlılığı söz konusudur

Munzur Gözelerinden doğan ve çıkıp gelen Munzur vadisi boyunca irili ufaklı diğer dereler ile oluşan Munzur çayı ile yine Pülümür’den vadi boyunca aynı şekilde oluşup Gole Çetu’da birleşip baraja dökülen bu iki kutsal su yıllarca bu şekilde akıp içinde lezzetli balıkları ile A, B12, D vitaminlerinin ve protein depoları olmalarına rağmen kadim gelenek ve inanç gereği “ bu canlıların da yaşam hakkı vardır” desturu ile balık tutmanın ve balık yemenin günah kabul edildiği, Dağ keçilerinin “Xızır’ın davarı” sayıldığı canlılara verilen değer bakımından bunların da kutsal sayıldığı bu yöremizde, köylerin boşalmış olması sebebiyle beslenmek amacıyla akşamları kent merkezine, mahallelere yiyecek aramak için gelen domuzlara bile hiçbir şekilde dokunmayan yöre halkının yaşadığı bir coğrafyada, her yıl gündeme yasal ve kaçak avcı haberleri manşet oluyor.

Bu caniler Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunması Sözleşmesi (BERN) ile Korunan ve Dünya Doğa Koruma Birliği'nce (IUCN) yayımlanan “Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin” Listesi'nde bulunan dağ keçisi avlamak yada yaban domuzu avlamak için hain işbirlikçi ve menfaatçilerin rehberliğinde, yabancı yerlerden bazen yasal, bazen de kaçak bir şekilde gelip avcılık yapıyorlar. Uzun süreden beridir Dersim halkı herhangi bir baraj, taş ve kum ocağı, orman kesimi gibi doğaya tahribat veren projeyi duyar duymaz o projenin hayata geçmemesi için örgütlü bir şekilde harekete geçerken bir de bu cani ve katillerin avcılık adı altında yürüttükleri katliamlara karşı vaziyet alma durumuyla uğraşır olmaktadır. Bu katiller vurdukları canlıları birde resim çekmeyi de ihmal etmiyorlar…

İnsan ancak doğa ile uyum içinde olursa doğa da kendini korur.

O halde haydi Dersimliler, doğa ve canlı dostları başta Dersim’de olmak üzere bu katliamlara karşı sesimizi daha da yükseltelim, katliamlara dur diyelim.

 

 

YORUMLAR
Tali Taşkaya 1 yıl önce
Aklina yüreğine kalemine sağlık çok güzel bir paylaşım.sagolasin varolasin.sevgilerimle Selamlar
çetin DÜZCE 1 yıl önce
abi çok teşekkür ediyorum
Mustafa Düzgün Resim 1 yıl önce
Halkın yörede kutsal saydığı.. dağ keçisi. Keklik ve bir çok ..yaban hayatı koruma altında yaşaması gerekir.avlanamaz .. korunmaya devam.

Yılanın bir öldürülmesini yasak olduğu bir toplum. Bu makaleyi önemli görüyorum.
çetin DÜZCE 1 yıl önce
çok teşekkür ediyorum hocam ...