Ah Bayan Vik ah. Nerde o eski zamanlar ve o eski yılbaşılar? Konforun dışında öyle sade öyle güzeldi ki sorma gitsin. İnsanın insanca koktuğu o eski zamanlar. Yoğun kar yağışının getirdiği üşüme ve ısınmanın arasındaki o ince tat. Elleri buz yüreği sımsıcak insanlar zamanı. Portakalın portakal gibi koktuğu elmanın elma gibi olduğu. Bir sac sobanın etrafında edilmiş sohbetler. Her dakikanın her saatin insanın yüreğine gergef gibi işlediği. Duvarda kadim anılarla örülmüş insan resimleri asılı. Ağır ağır geceye hazırlanan yoksul sofralar. Radyoda çalan ahir zaman müzikleri. Gündüzden yıkanıp hazırlanmış gaz lambasının şişesi. Dışarıda kesilip de hazırlanmış odunlar. Yağan yoğun karın eğip büktüğü ağaç dalları. Oluşmuş heyecanı paylaşan kurt, kuş, kapıdan dışarı çıkan herkese derin sevgisini gösteren köpekler. Sıcacık sobanın yanına sığınmış kediler. Ahıra inip keçilere, koyunlara, ineklere ot verirken ki ahır kokusu. İçeride mutfakta sacın üzerinde pişmekte olan yufka ekmeğin kokusu, ekmeğin ekmek gibi koktuğu o zamanlar. Sobanın üzerinde kaynayan çay. Her şey o kadar sakin ve de huzurlu ki. Ismarlama hiç bir şeyin olmadığı, gerginliğin silinip atıldığı o eski zaman ve o eski yılbaşılar. Birçok tebrik gönderilmiştir uzaklardakilerden. Gelen tebrik ve kartların çoğunun kış manzarası ve manzarada yer alan sıcacık evler. Bitti Bayan Vik; bitti. Şimdilerde o tebrik kartları yok. Dünya icatları ve gelişen teknoloji iyi olan o güzelim zamanı döve döve öldürdü. Geriye ne portakal kokusu ne yanan soba ne de çokça yağan kar kaldı. Çekilip gitti sobanın yanına ilişmiş kediler. Kapıdaki köpek sokağa atıldı. Elmanın kırmızısı eridi, sobanın üzerindeki çaydanlık, ufaltılmış odunlar, gaz lambasının ihtişamı ve radyodaki müzikler çekip gitti. Hissettiğimiz ve dokunduğumuz her şey alındı elimizden. Sanal bir dünyaya kaldık Bayan Vik. Dünya küçük bir köye döndü. Yüzüne dokunduğumuz insanlar birer robot ve makina gibi. Zaman değişti Bayan Vik ve daha önemlisi insan değişti, çağ değişti. Ne verilen merhabanın ne alınan selamın tadı kaldı. İnsan yalnızlaştı Bayan Vik. İnsan köleleşti. İnsan insanın kurdu oldu. Biliyor musun Bayan Vik; geçenlerde adamın biri zengin kodaman, uzaya 60 uydu gönderen ve dünyayı zaptemiş o adam yapay zekadan sevgilisi ile yemeğe çıktı. Adam yemek yedi sevgilisi seyretti. Sonra sevgilisi ile uyumaya gitti. Adam uyudu sevgilisi uykusuz. " Kızmıyor, sinirlenmiyor, çok anlayışlı biri " dedi sevgilisi için. Sonra sarıldı sevgilisine sevgilisi de ona. Biri demire sarıldı öbürü ete, kemiğe. Sonra sevgilisi adama " Aşkım şarjım bitiyor beni şarja takar mısın? " dedi. Adam "Tabi ki canımın içi, sevgilim" dedi o makinaya. Bayan Vik görüyor musunuz nasıl da tarumar her şey, nasıl da ruhsuz ve de soğuk. Yani Bayan Vik, artık hiç bir şeyin tadı tuzu yok. Yok, o eski insanlar ve o eski yılbaşılar.