Dersim Son Dakika Haber - Dersim Ekspres Gazetesi
HV
29 MART Cuma 01:29

FETVA

YILMAZCAN ŞARE
YILMAZCAN ŞARE
Giriş Tarihi : 08-03-2023 08:54

Turgay Tanülkü denen bir adam var. Bakın neler neler söylüyor bu adam. Fetvası yok evlatlık alınmış, kırılmış dökülmüş çocuklara dair. O ve eşi öyle büyük emekler vermişler ki sokaktan topladıkları kimsesiz çocuklara. Çocuklarımız demiş öyle bilmiş öyle sahip çıkmışlar.

Bakın Turgay Tanülkü neler anlatıyor ; “Ben, her anneler gününde hep özür dilerim karımdan ona bir evlat veremedim diye." Ama şimdi 26 evlat ve 8 tane de torun o günde çiçekler gönderiyorlar. Herhalde Türkiye’de bu anlamda en çok çiçek alan anne Zehra’dır. Onun için ona ve Türk kadınına çok çok teşekkür ederim. Bizim öz çocuğumuz yok ama çocuklarım alınmasınlar. Karımın güzel bir lafı var "sen para biriktiremedin insan biriktirdin." Bu benim için önemli."

Onun hayatı maalesef ki ülkenin kötü gidişatından payını fazlası ile alıyor. Yüreği insanlık sevgisi ile dolu oyuncu Tanülkü şöyle devam ediyor; “Üniversite yıllarında 26 kişilik bir dava dosyası ile bizi gözaltına alıp yargıladılar. Bu dosyanın 6 tanesine idam verdiler. Diğer geriye kalan 20 kişi de baba olamayan adam oldular gördükleri işkencelerden ötürü."

19 yaşında çocuğunun olamayacağını öğrenip bunu eşi ile de paylaşıyor bu altın kalpli adam. “Zehra, benden çocuk bekleme.” O da “yok ben çocuk beklemiyorum sadece yol arkadaşı olalım birbirimize.” Ardından eşine bir öneride bulunuyor. “Gel kimsesiz çocuklara bakalım.” Öylece başlıyor o serüven. Oyuncu Turgay Tanülkü ve eşi Zehra 1981 yılından beri evlat edindikleri 26 çocuğun çoğunluğunu cezaevinden ve sokaktan toplamışlar. Yani milletin tinerci dediği 7 yaşında 9 yaşında olan ve toplum dışına itilmiş çocuklar. Bu çocuklardan bir tanesi avukat olmuş. Tanülkü ve eşi evlatlık almış olduğu çocuklara, “çocuklarım, oğullarım, kızlarım” diyor. Bu çocukların 11 tanesi evlenip yuvalarını kurmuş ve onların çocukları yani Turgay Tanülkü’nün doğan torunları ile birlikte tam 101 kişilik geniş bir aile. “Kalabalığız koca bir aşiretiz” diyor.

Ama şu meşhur diyanet fetvası ne buyurmuştu. Kişi evlatlık aldıklarını çocukları gibi görmemeli ve hatta nikahta bir sakınca görmemişti. Şimdi biz bu lanetli durum ile bu sinema ve tiyatro oyuncusunun davranışı arasındaki farkı nasıl yorumlayacağız? Diyanet işlerinin verdiği fetva hangi aklıselim insanın vicdanına, merhametine hitap edebilir ki? İnsan nasıl alıp sahiplendiği çaresiz çocuklardan faydalanır ki? Bunu duyunca insan insanlığından utanıyor. İzahı olmayan bu çirkef durumun vebali fetvacıların başına. Bu durum Türkiye tarihinde bir utanç zamanı olarak kalacak.

YORUMLAR