Enkaz altında kalmış insanlara döndük. Bağırarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Yıllarca oy verdiğimiz sol partiler SHP, DSP, CHP oylarımızı çantada keklik sandılar ki sanırım öyle de oldu. Sol partilerin iktidar görmüşlerinden bırakın fayda görmeyi hep zarar gördük. Kıyıldık, dövüldük, sövüldük. Oyu bizden aldılar yatırımı ve önemi başka yerlere bahşettiler. Bu onlar için gelenek haline döndü gibi. Kılıçdaroğlu'nun eline fırsat geçti. Kendi doğduğu ilçeye yatırım yapma imkanı ki büyükşehir belediyelerini CHP'ye kazandırdı. Ama şu doğduğu toprak olan Nazımiye bundan hiç bir fayda görmedi. Kim bilir belki de şunu düşündü: " Demesinler ki kendi doğduğu topraklara torpil geçiyor." Bu benim iyi niyetli yaklaşımım. Ama onun yerine gelen Özgür Özel ise yılda bir uğradığı Nazımiye'ye gelmeyi bile bir lütuf olarak sunuyor. Geçenlerde katıldığı Kamer Genç anmasında ayaküstü laflaştık. Kendisine şunu söyledim: " Siz bu insanlara yani rahmetli Kamer Genç ve eski genel başkanınız Kılıçdaroğlu'na ve bu ilçeye değer verdiğinizi söylüyorsunuz. Peki, elinizde imkan var, şu avuç içi kadar ilçeye neden dokunamıyorsunuz? Bütün büyük şehir belediyeleri sizde. " Dediğimde bana verdiği cevap şu oldu; " İktidar olunca yaparız. " Biz sizin iktidarınızıda gördük sayın Özel. Biz sizin geleneğinizin iktidar olurken ki hal ve ahvallerini de gördük. Hani bir hikaye anlatılır ya: " Uzak bir yerin uzak bir padişahı bir gün camiye gidiyor, namaz kılmaya. Padişah ya, bir sürü de koruması var, etrafında ortalığı velveleye veriyorlar. Bir kıyamet gürültü. Birkaç fakiri de örseliyorlar. Fakirlerden biri doğrulup, diyor ki: “Padişahım senin camiye gidişin buysa…” olmuş Sayın Özel'in Nazımiye olayı. Senin Nazımiye'ye gelişin ve verdiğin değer buysa kim bilir iktidar olunca aklına gelir mi? Bizi kendi hayallerinin kadim hizmetçileri sanıyorlar. Sanıyorlar ki biz burada hep onların kapıkulu ve kurşun askerleri olarak kalıp bekleyeceğiz. Güç ellerinde sırf İstanbul'un o devasa bütçesi var ya oradan bu kadar anlam yükledikleri bu küçük ilçeye dokunamazlar mı? İsteseler burayı Paris yaparlar. Lakin hepsi sözde çünkü öyle bir dertleri yok. Göç mü olmuş, nüfus mu azalmış sorun değil. Nüfus nereye giderse gitsin onlara verir nasılsa değil mi? Dönün bir bakın bakalım sol partiler ne yapmış bu memlekete. Koca bir hiç evet koca bir hiç. O yüzden de Kılıçdaroğlu'na bile sitem ediyorum. Elinde fırsat varken şu küçücük ilçeye bile dokunamadın. Doğduğun topraklar ya doğduğun topraklar. Geçti gitti o fırsat değil mi? Eee seni yolladılar güle oynaya. En çokta senin var ettiklerin. Veli Ağbaba'nın seçim gecesi o gülümsemesi ve Ali Mahir Başarır'ın hoplayıp zıplamaları. Kendi genel başkanlarına ahtı vefası olmayanların bize ne vefası olur ki? Bizler onların işine yaradığımız anlarda varız, yoksa koskoca bir hiçiz. İnsan düşmanının cesedini gömerken bile sevincini sonraya saklar. Bunlar Kılıçdaroğlu daha salondan çıkmadan hoplayıp zıplamış familyadırlar. Bu halk bunu unutur sanıyorlar ama yanılıyorlar.