Dersim Son Dakika Haber - Dersim Ekspres Gazetesi
HV
29 NİSAN Pazartesi 18:02

İYİLER VE KÖTÜLER

YILMAZCAN ŞARE
YILMAZCAN ŞARE
Giriş Tarihi : 03-02-2023 12:42

Hani şöyle bir söz vardır: “Ben, insanın diğer yüzünü görünce, ilkini hatırlamam.” Dünya, vazgeçenleri değil, azmedenleri hatırlar. Geldik bu yere biraz gülüp biraz ağlayıp azıcık mutlu olup biraz üzülüp gideceğiz hepi topu bu işte. Geldik bari gelmişken iyi şeyler yapalım dedik ve diyoruz. Ama kötü huy ve kötü edep ile yıkanmış o kadar insan var ki; sizin eksilmeniz için harıl harıl çalışıyorlar. Ürettikleri tek şey üretmemek. Haset duyguları, yalan dolan, çekememezlik, iftira ne desen var. Kötülük nalburları gibiler mübarekler. Ama bizler fenalık bilmediğimiz için o konuda donanımlı değiliz.

Peki, bu dedikodu mafyası ne işe yarıyor? Toplumu yalana boğmaya; pis kokulu bir enerji yaymaya. İnsanlar arasındaki güzelim iletişimi tıkamaya yarıyor. İyilik ve güzellik düşmanları hep aynı yerde hep o zift karası yüzleri ile duruyorlar. Tolstoy der ki “Kötüler, kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar.” Çok doğru iyiler edeplerinden dolayı susarlar ama kötüler bundan cesaret alırlar. Bu kötü ruhlu kirlilerin bir de yancı ve yardakçıları vardır. Bu tipleri kırk yıl sırtınızda taşıyın bir tek kez indirin sizden kötüsü yoktur. Çünkü hep bit gibi, kene gibi başkalarının sırtından ve kanından beslenmişlerdir de ondan. Kitap okumaz, bir şeyi araştırmaz, bir şey üretmezler. Hep tüketirler hep yıkıp, yakarlar. Ama asıl acı olanın asla farkında olmazlar Voltaire der ki, “Kötü insanlar, yeryüzüne serpilmiş bir avuç iyi insanı sınamaya yararlar.”

Bir diğer tarafından baktığımızda kötülerin aslında iyilere hizmet ettiğini görürüz. Tıpkı Mem ile Zin’in öyküsündeki kötü karakter Beko gibi. Hem Mem, hem sevdiği Zin; ikisi de Beko’nun insanlara onlar hakkında nasıl yalan söylediğini iftiralar attığını biliyorlardır. Ama çirkin Ruhlu Beko yani Bekir, ne yapsa bir türlü o büyük aşkı yok edemiyor. O öyle yaptıkça Mem ile Zin’in aşkı büyüdükçe büyüyordur. Ve sonunda Mem ölmeden şu vasiyette bulunur: “Beko’yu bizim ayaklarımızın dibine gömün. Çünkü o farkında olmadan bu aşka çok hizmet etti” der.

Bizlerin de bu tarz hizmetçilerimiz var. Onlar bizleri kötüledikçe kendileri küçülüyorlar. Şu güne kadarki ömrümüzde ne çakallar, ne çakallıklar gördük. Yani çok zalim Nemrutlar ve korkunç Kleopatralar. Filim ve fırıldakçılar, dümenciler, yancılar, yalancılar, ip cambazları ve at hırsızları. Çok gördük. Korktuk mu onlardan? Hayır, asla korkmadık. Sabrımızı sınadılar, efendiliğimizden sustuk. yoksa suratlarını kötü söz mezarlığına çevirirdik. Mesele sadece bizler değiliz. Mesele bütün iyiler. Çünkü bu tarz müsveddeler iyilerin enerjisini ve kanını emerler. Tek işleri bu olan bu dedikodu mafyası hayata böyle tutunup kendilerini de böyle var ediyorlar. Andre Gide derki, “Her türlü kötülüğü yapmaya muktedir iken kötü bir şey yapmamak, işte budur iyilik.”

Bizler beyaz ve mavi enerji taşıyan insanlarız. İstesek kötülüğün en alasını yaparız ama öyle değiliz ki. Katran karası enerji taşıyanlar gibi asla olamayız. Ama ne yaparlarsa yapsınlar iyilik eninde sonunda mutlak kazanandır. Üreten insanlar her zaman artı değer yaratırlar. Çünkü meyve veren ağaçlar her bahar çiçeğe dururlar.

YORUMLAR